DÜŞTÜĞÜNDE GÖRÜRSÜNMuhtaç olma, ha dostum, insan eti ağırdır, Yaşlanıp el, ayaktan düştüğünde görürsün. Vefasızlığa yanan can değildir bağırdır, Anılara ram olup piştiğinde görürsün. Baki değildir gençlik, tutulmaz ki tutasın, Gençlik uykusu yok ki poleninde yatasın. Yılları nesne sanma, eskiyince satasın, Yaşlanarak cürmümden aştığında görürsün. Çocuk cüsen büyüyüp, bıyığın terleyince, Zıpkın gibi bendine elbiseyi giyince. Beden tay gibi zıplar, kırbaç vur, ho diyince, Nefesin kesilmeden koştuğunda görürsün. Seversin, sevilirsin, gönlün kınına sığmaz, Akşamı zor edersin, beklersin güneş doğmaz. Yâr vardır, can verirsin, yâr vardır çöpe değmez, Biri çıkıp içini deştiğinde görürsün. İnsafı yok zamanın, su gibi akar geçer, Seni bir hasat gibi vakti gelince biçer. Can bildiğin emanet, vade dolunca göçer, Azrail cümlesine şaştığında görürsün. Mehmet Kılıçel Soğukdoğulu |