MÂVERÂHep bu sokaklardan geçtim ben, Yüzümde hazana teslim olmuş tebessüm, İçimde yalnızlığa kurulmuş darağacı, Solmuş pencerelerimde kuş cıvıltıları, Sessizliğe sarılan lunaparklarda, Unutulmuş atlı karıncalar, Yorgun cümlelerden ibaret dönme dolaplar, Sokaklara sinmiş hüzünlerde, Kendimi yalnızlığa çiviledim, Düşen her takvim yaprağında eksildim, Hayal kırıklıklarımı müsveddeye karaladım, Taze bir ekmek buğusunda sabahladım Üç nokta koyduğum her halime ağladım, Gönlümün mâverâsında yetim kaldım.... Dümenim kırıldı sahte rotalarda, İki alyans böyle mi küserdi birbirine, Yalan oldu tüm ezberlerim Talan oldu dağ eteklerim, Saklayamadığım telaşın gölgesi, Kızıla çalar kırık ayna parçalarında Önce gülüşün kayboldu, Ayrılığa gebe vurdumduymaz sonbaharda, Dokunsalar ağlardım bir ömür, Bıraksalar yanardım kömür kömür, Çok sonraları öğrendim, Geçmişine yetişemiyor insan, Ne kadar peşinden koşsa da... Hep yanlış defterlerin açılası geldi, Nakış nakış işlenen kaderime, Ayaza kesen dar vakitlerde, Kaç acı barındırdım gülüşümde, Güneş dokunurken sardunyalara, Demli bir çayda acılar mırıldanır, Beyaz sabun kokusu sinmiş, Sıva tutmayan duvarlarımda, Sıkı sıkıya çekili perdelerim, Bir ölüm sessizliğindeyken şehir, Görmezden gelmeyi bıraktım halime, Benmişim masum bakan hayata, Zamana bırakamadım hikayemi, Valizim toparlanmaya hazır... Yaralarımızda köz vardı bizim, Sevdamızda göz, Söylenecek söz de kalmadı dudakta, Dilim sus pus, İçimdeki her yer buz.. Ayrılık kara çalı gibi girdiğinde aramıza, Unutursun iki gün sonra dediler, Susarak unutmayı öğrendim, Yaşayarak alışmayı kadere, Severek de kaybetmeyi yakıştırdım kendime, Dizlerime emanet ettiğin başın nerede, Bişey demeden çıkıp gidişinin ertesinde, Dolandigimiz sokaklarda öylece dolandım, Üşüdü ayazda lime lime olmuş kefaretlerim, Oturduğumuz banklara adını kazıdım, Yağmurun altında sen olmayınca, Durmaya cesaret edemedim, Gördüğüm her kadını sen sandım, Kire bulandı dilsizlerin çığırdığı kanayan sesim, Kalkıp sarılasım var kapıdaki güze... Hangi çiçeklerde kaldı kokun, Hangi mevsimlerde yokluğun, Geceleri hecelere böldüm, Heceleri gecelere.. Sen gittiğinde ben öldüm, Hasreti hevesi barındırırken gönlümde, Ayrılık sofralarına ne varsa gömdüm... |
kaçmış avuçlardan
ayrılık balonları
haline gelmiş.
Ayrılık balonları ise
gökyüzüne yükselmiş
birer birer.
Böyle olunca
hasret
özlem
gurbet
kaçınılmazdır.
Tebrikler.