uzaktalar şimdi belki de sen uzaklaşmışsın belki de şartlar uzaklaştırdı seni ekim vakitlerini beklerken yahut eksik bir şeyler varken yorulmuş, yolunu kaybetmişsin dahası çıkmaz yollara sapmışsın
öyle ya bir el uzanmalı kaldırmalıydı seni bir iz, bir işaret, bir haritaydı belki eskimiş kitaplarda okudukların bilmediğin bir yolu aydınlatacak yol işaretiydi içindeki sesler iç açıcı, yara sarıcı sözlerdi hani yanılırda yanlışa düşersin diye
tadın tuzun yok bölük pörçük aklında kalanlar kalbin üzerinde tahribat yapanlar kendi vebalin tepeden tırnağa kendi kurguladığın her bir yer, her bir saniyen küçük bir manifesto
gözyaşı damlası gibi usulca akıp giden en kabuslu rüyalarda kanadı kırık bir güvercin kanat vuruyor gecenin göklerine ışığı sönük ay bir aynadır yere düşmüş kırk parçaya bölünmüş her parçası sende nar-ı hazandır kadim bir kederin şavkı vuruyor alnına bakışlar soluyor gözlerinde nefes nefes hücre hücre
dogmatik şüpheler besliyorsun aklının sırtını sıvazlayarak çaresizsin acılara kayıplara sessiz ve duyarsızsın kendi dünyanın sığ sularında saatlerce çimerken şuursuzca içinde yaşadığın gerçek dünyayı unutup
olduğu yere mıhlamışsın kat kat bezlere sarılı duyguların neyi bastırdıysan göğsüne açmakta zorlandığın minik gözlerine acı bir anlam oturtmuşsun trajedi ve dramların donuk ruhunun cennetinde hareketsiz yaşıyorsun
tozlu raflarda adını hiç duymadığın sesini hiç tanımadığın harf harf kelime kelime yokladığın hüzünlerin ağlamaların gözyaşların içine nefes nefes üflenen cümleler senin
sessizliği daha da büyütüyorsun derin nefeslerle göğsünü genişlettikçe biriyle kesişmesin diye gözlerin sağa sola bakıyorsun yukarı aşağı çeviriyorsun yüzünü gözün yerde mahcupsun hesapsız bir yakınlık içindesin galebe çalamıyorsun kalbine
hiç şüphe yok ki bir çetin meydan okuma seninkisi hiçbir kural ve hedef tanımayan günahların bizzat kendisi ceza büyük darbelere maruzsun yalnızlığı çok seven kalbin ipotek altında kendinle dost olma fırsatını kaçırıyorsun rutubetli bir sessizliğin hakimiyetinde kendi yolunu kendi bulacak kadar suçlusun
yaşama tutkuların kendi kendine düşmanmış gibi nereden saldırabilirse oradan saldırıyorlar zaafların kendine yetecek kadar patenti kendine ait çamurdan yaratılışına binaen öykülerin kovaladıkça dağa kaçıyor ömrün güneşe iki dakika kala yanıyor bitiyor kül oluyorsun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İki dakika kala şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İki dakika kala şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tebrikler üstadım çok güzeldi.
Sonsuz saygılar...