Eylül KırıntılarıYaprak küser sevdiğim, küser kendi dalına İçin için kavrulur, tutunduğu dalında Mevsim Eylül’se eğer, bakan olmaz halına Köze dönmüş yaprağın, dökülür hazalında Yanmak bana biçilir, yandırmaksa Eylül’e Hazanda aşk hüzündür, benzer solmuş bir güle Şimdi çaresizlikten, döndüm öten bülbüle Dağıldım yaprak yaprak, estirdiğin yelinde Ardından boynu bükük, yetim çocuk gibiyim Savruldum sevdiceğim, hayatın en dibiyim Suskun dudaklarının ölümsüz sahibiyim Ses verseydin çağrıma, olmazdım el dilinde Eylül uzaklaşırken, hazanı salar gider Canımı, cananımı, koparır alır gider Senli hayallerimi, sır olup çalar gider İnleyip duruyorum, kaldım kendi hâlinde Gölgeler arasında, önümü görmez oldum Kınalı ellerimi, yüzüne sürmez oldum Aşkla çarpan kalbimi, yoluna sermez oldum Şimdi sensiz yüreğim, Azrail’in elinde Susun ne olur susun, sesimi duymaz oldum Senden bir başkasını, yerine koymaz oldum Can çekişiyor ruhum, divane ayvaz oldum Boğulup gidiyorum, saçlarının telinde Kalp ağrısı bilmezdim, senden sonra başladı Kaynarın yüreğimi, için için haşladı Eylül kırıntıları baharımda kışladı Sarın ne olur sevdam, üşüyor eylülünde Kardelen 29.09.2020 Arşiv |