NASİPTEN EMELE
Korkuyu göm, endişeyi kalbinden sök
Artık anlatamam, nelere şahit oldu bir çift göz Dokuz aydır haber yok, kursağımda köz Her gün taşı aynı yükü, malihülya ile kör Uhrevi sancılar belirir, yek yönüm çöl Tez ölüm canımı yaktı iki kez, öf Tam altı yıl sonra alınır öç Bilmem kaçıncı yangından çıktı öz Farklı alemlere köprü kurar ruh, yeryüzüyle bir gök Aslım saklı yüreğimde töz Cesaret kök, genetik örf Halkı için savaş, ezeli söz Ezbereyse sus, gel sırrımı çöz Töhmeti yüksek, kaygısı asgari Önsezisi seyrek , saygısı fuzuli Gölgesiyle vakit geçir, yargısı insanı değil Özverim yetmez, her ayrıntım olsa da azami Suskunluk zahiri, gerçek umut dolu batıni İbre sonda duvara çarpmak üzereydim İzin vermedi manevi heyetim Tüm duygular bir bankta vicahi Kaleme dokunuş ilahi İnan ki ağır yük şairlik Eserlerimin emeli garami Öfkem yüce bir marazi Acılar tarihi, yok mu çaresi? Ellerim semada, ilacım ruhani İhtiyaç hazari ama o da herhalde hayali Mesele hayati, problem hakiki Farazi düşünüp aynısı bekleyemezsin Zifiri karanlıkta hafif bir esinti Dertler deruni, kabil değil kelimelere dökülmesi Çabası faydasız, ortaya koydum sevgiyi Yaptıklarıma ezgisi yetersiz Kayıplar parkında keşfettim Nasipte vecd ile Vahdet-i Vücud’a ilerleyiş |