...BUNA NE ÇARE..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gördüler beni ki halim perişan
Cem oldu Eflatun Aristo Lokman Nabzıma el vurdu bin bir tabiban Dediler derman yok buna ne çare Seyyid nigari Tabibler el vurdu, Kalpteki yarama Dermansız dertdesin, ilacın arama Girme kul hakkına, el vurma harama Zulüm gördü gönül, yürek pare pare, Dediler ki, derman yok buna ne çare. Seher vakti esen, rüzgarın segahı Duyulur güllerde, bülbüllerin ahı Dertlerden perişan, yüreğin eyvahı Yanarken hicranla, baktım gül-ü-zâre, Dediler ki, derman yok, buna ne çare. Kader pişman eder, yaşanan günleri Mum ile aratır, mazideki dünleri Cenaze evinde, biten düğünleri Sordu yıllar yılı, gönül ah-u zare, Dediler ki, derman yok, buna ne çare. Derdini çekerken, hicranlı yılların Fitnesine düştüm, ateş-i suzanın Zulmüne uğradım, yanan gül-ü zarın Döktüm sırlarımı, zalim Kalb-i yâre, Dediler ki, derman yok buna ne çare. Ey gönlümün gülü, aşkından bizarım Ateş-i sevdadan, derde giriftarım Bilmedim neylerim, bugün bikararım Bıktım zulümlerden, yandım aşk-ı nâre, Dediler ki, derman yok buna ne çare. Görünce halimi dertlerden perişan Bahçede açarken, rengarenk al-i şan Güle hüzün yaktı, andelip-i zişan. Kırık mızrabını, vurdu zülf-ü yâre, Dediler ki, derman yok buna ne çare. …andelip… |
Güzel tespitler kalemin daim ilhamın bol olsun. saygı sevgi ve muhabbetle şen ve esen kalınız.