Çekip aldım ben gönlümü dâr-ı dünya zevkinden,
Seriverdim o ilâhi hükümdârın pâyine.
Vazgeçerek bu âlemin aldatıcı şevkinden
Teslim ettim ben rûhumu bir ilâhî âyine...

Ben hayâsız bir su gibi aşıyordum bendimi,
İsyân eder, terslenirdim bir nasîhat dendi mi...
İhlâs ile, tövbe ile temizledim kendimi,
Âkıbetim hayır ya şer, o muktedir tâyine...

Şimdi sâ’yim; dûn nefsimden arınarak, pâk kalmak,
Gerçekleri ayân eden uhrevî bir nur bulmak...
Hep açıktır af kapısı, ümidimdir affolmak,
Yüce Mevlâm. hoş bakmaz mı garip kulun sâ’yine?

Zikreyleyip îman ile yüce tevhid sözünü,
Besmeleyle, hulûs ile Hakk’a döndüm yüzümü.
Şimdi mâsum bir teessür, nemlendirir gözümü;
Boşa geçmiş yıllarımın, koca ömrün zây’ine...

Ünal Beşkese

:::::::::::::::::::::::::::::::::..
dâr-ı dünya:...dünya evi
pây:...............ayak
şevk:.............özlem, sevgiliye kavuşma arzusu
âyin:.............dinî tören
ihlâs:.............saf ve hâlis olmak
sâ’y:..............emek, bir gayeye yönelik çalışmak
dûn:.............alçak, aşağılık.
tevhid sözü: Allah’tan başka Tanrı yoktur, Hz Muhammet, onun elçisidir sözü
hulûs:...........hâlislik, saflık, doğruluk
zâyi:.............heba olmuş, kaybedilmiş