Lacivert Gece
Bir yalnız gün daha bitti
Güneşin izinden kızıllar içinde Yorgun bir gönül Batışını seyretti güneşle birlikte Işığın ölümü gibi Umutlarının. Yıkıntılarının arasında gezdi bütün gün Yüreğinin heyecanını aradı Avuçlarında hüzün Gözleri üzgün. Sonra lacivert bir gece başladı Aynı renk elbiselerini giymişti deniz Yakamozlar parıldadı gözlerinde Belkiler tutuştu cılız Bakışları parlak Bakışları yıldız yıldız. Sensizlik dolaştı yalınayak Kumların hışırtılarında ayak izleri Belki bir de bensizlik, Dönüşü yoktu farklı yönlere yürüyüşün Başka renk bilmezdi artık Lacivertlerdeki hüzün, Hepsi karamsar, hepsi üzgün... Kendi gölgesine mahkûm biri dolaşırdı ya Sessizliklerin efendisiydi Lacivert karanlıklarda Kendi ayak izlerinde silinmeye mahkûm edilmişti gidişinle Aynalarda arama boşuna O artık O artık sensiz görüntülerin efendisiydi. İki kişilik kalabalıklar yasaklanmıştı heyecanlarına, Bakışlarından koparılmıştı bakışları Oysa ne çok dilenmişti gözlerini Kimse göremedi Geçemedi sınırları elenmişti. Oysa nasıl beklemişti bilsen Bir gelse demişti, Gelmişsin gibi hayallerinde, ellerini tutmuş Ne çok gülümsemişti. Rüyalar sensizlikle çıldırmıştı Uyunmadan yaşanır olmuştu her gece her gece Lacivertler altında bir gölge koşuyordu Senden habersiz Gittikçe yaklaşıyordu. Gölgenin ardında sen yoktun "Yoktun!" diyordu hayal kırıklığı can çekişirken, gülüm "Yoktun!" diyordu "Lacivert bir geceydi gördüğüm Siyahlara büründü bekleyiş Gönlümdeki umutlar soluyor artık Işıklar kördüğüm, Bu kaçıncı lacivert geceydi Bilemezsin sensiz öldüğüm." Her gece lacivertti Her gece kayboluyordum. Turgut UZDU |