ÖKSÜZ BİR ŞİİRDEN SIZAN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ölüm makamında saklı hikâyenin sonu, başlığa atılan bir paraftan çok öte yalnızlığı giyinen şehir nasıl ki kul köle aşka ve işte infilak eden gece sökün eden düşlere mahal vermeden sessizliği kundaklayan bir kafiyeden sızan gözyaşı elbet ihbarı için için ağlayan o meddücezir ki kifayetsiz bir hüviyette kabul görsün diye şairin g/izi. Öksüz bir şiirden sızan Sözcükleri bulutlarla tokuşturan Sınandıkça sabrı durduk yere Göğe salıncak kuran Kibirli bir yalnızlık. Çökkün dizelerin İçi geçmiş şehrin Dayattığından çok öte En çok bilinmezin kulu kölesi Şelale duyguların kifayetsiz neşri Elbet dalkavuk bir imgeye Tebessüm ederken Hicreti varlığın Her fasılda başlayıp da Ansızın sona eren. Efemine gölgeler Taburun kalabalığı Gel gör ki ıssız bir varlığa Şerh düşen o ön yargı Hangi ara hizaya gelir ki ömür? Dallanan budaklanan acılar Gökte saklı teselli Gözünden düşen bir kibirli düş gibi Mıntıkası yerle yeksan Aşka bedel biçen evrende saklı Bitimsiz hezeyan. Külfeti mi günün? Günden güne eriyen bir buz dağı. Sersem mevsimin yaşlı gözleri Oysaki baharın henüz başı. Rahmetin yağdığı o dilemma Yanlışların doğruları yok saydığı Gaipten gelen coşkuya muhalif iken hüzün Sessizliğe ömür biçen Bitimsiz gürültünün. Kanıtsız bir düşün rest çektiği Gerçekler illa ki baş tacı Hayal deyip de düşen yola Rüzgârın savurduğu belli belirsiz o yaprak gibi Ne düştüğü yerde kalan Ne de ait olduğu dala geri dönen. Ne sahipsiz ne kimsesiz Derbeder bir mahlas ise Kesişen gözlerinde keşişin Deryalar aşan umut gibi Hala kulu kölesi evrenin Aşkın bitimsiz rahmeti Andıkça aralıksız Rabbini Yüreği d/ağlayan her acı Elbet sabrıyla aşacaktır dağları. |