UTANDIM, HALİME ŞÜKREDEMEDİMGün güne artarken hüznüm, telaşım Tutsağım bu fikre terk edemedim Üç öğün soframda olsa da aşım Utandım, halime şükredemedim Depremler hayatı eylerken berbat Anasız kuzular ederken feryat Dünya malı ile olsam da abat Utandım, halime şükredemedim Umarsızca geçen günler boyunca Felaket binlerce cana kıyınca Kimisi bu hali kader sayınca Utandım, halime şükredemedim Evlatlar yitiren kara bağlarken Bitap gözlerinden kan, yaş çağlarken Arşa çıkan zarı yürek dağlarken Utandım, halime şükredemedim Tan ışırken akşam güneş batarken Gariban derdine dertler katarken Duvarsız, çatısız yerde yatarken Utandım, halime şükredemedim İş bilen kendine bir yol bulurken Fukara ömrünce darda kalırken Nice masum insan candan olurken Utandım, halime şükredemedim Gecenin yarısı, güneş doğarken Biçare enkazda, umut sağarken Ayazda başına, karlar yağarken Utandım, halime şükredemedim Umutlar savrulup giderken yele Bedenler yanarak dönerken küle Sorana canım sağ diyorken bile Utandım, halime şükredemedim İnsanım yokluktan oldu muzdarip Aynını görmedi ne şark ne mağrip Bir dilim ekmeği düşlerken garip Utandım, halime şükredemedim Felaket kapıyı çalınca bir gün Karanlık içinde yaşandı dar gün Aydınlık sabaha çıksam da her gün Uyandım, halime şükredemedim Utandım, halime şükredemedim 15.03.2023 |