7
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
714
Okunma
Ey Ehl-i kitap!
Dininizde aşırı gidip taşkınlık yapmayın
ve Allah hakkında
doğru olandan başkasını söylemeyin!
Şunu bilin ki,
Meryem oğlu İsa Mesih
ancak Allah’ın peygamberi,
Meryem’e ulaştırdığı kelimesi
ve O’ndan bir ruhtur.
O halde Allah’a
ve peygamberlerine tam iman edin de
“Allah üçtür” demeyin.
Kendi iyiliğinize olarak bundan vazgeçin.
Çünkü Allah,
bir tek ilâhtır.
Hâşâ O,
çocuğu olmaktan pak ve uzaktır.
Göklerde ne var,
yer de ne varsa hepsi O’nundur.
Vekîl olarak Allah yeter. (1)
Biz İbrâhim’e
delille akıl yürütmesi,
kesin bir ilme ve imana sahip olması için
göklerin ve yerin muhteşem saltanatını
öylece gösteriyorduk. (2)
“Şunu bilin ki ben,
dupduru bir iman
ve teslimiyetle
yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan
Allah’a çevirdim.
Ben müşriklerden değilim.” (3)
De ki:
“Bütün hamdler Allah’a,
selâm da onun seçtiği kullar üzerine olsun!
Şimdi söyleyin bakalım,
Allah mı hayırlıdır,
yoksa müşriklerin O’na ortak koştuğu
varlıklar mı?” (4)
Onlar mı hayırlı
yoksa bütün varlıkları baştan yaratan,
sonra o yaratmayı
aralıksız tekrar edip yenileyen,
öldükten sonra tekrar diriltecek olan
ve sizi hem gökten
hem de yerden rızıklandıran mı?
Allah ile beraber
başka bir ilâh daha olur mu hiç?
Eğer doğru söylüyorsanız,
haydi delilinizi getirin! (5)
Rasûlüm! De ki:
“Düşünün bakalım,
eğer Allah kıyâmet gününe kadar
geceyi üzerinizde aralıksız devam ettirse,
Allah’ın dışında,
size ışık getirebilecek bir ilâh kimdir?
Hâlâ gerçeğe
kulak vermeyecek misiniz?” (6)
Kullarına olan merhametinden ötürü Allah,
sizin için geceyi ve gündüzü yarattı ki,
geceleyin sükûnete erip dinlenesiniz,
gündüzün de O’nun lutfundan
rızkınızı arayıp şükredesiniz. (7)
Eğer onlara:
“Gökleri ve yeri yaratan,
güneş ve ayı insanların hizmetine veren kimdir?”
diye sorsan
mutlaka “Allah’tır” derler.
O halde
nasıl oluyor da doğru yoldan sapıp,
bâtıl yollara sürükleniyorlar. (8)
Yine onlara:
“Gökten suyu indirip,
ölümünden sonra yeryüzünü
onunla dirilten kimdir?”
diye soracak olsan,
mutlaka “Allah’tır” derler.
Buna karşılık sen de onlara de ki:
“Bütün deliller
kendisinin yegâne Rab ve İlâh olduğunu gösteren
Allah’a hamdolsun!”
Fakat insanların çoğu
akıllarını kullanıp
gereği gibi düşünmezler. (9)
O Evvel’dir,
Âhir’dir,
Zâhir’dir,
Bâtın’dır.
O her şeyi hakkiyle bilir. (10)
Üzerlerinde
kanatlarını aça kapaya uçan kuşları
görmüyorlar mı?
Onları havada tutan
Rahmân’dan başkası değildir.
Şüphesiz O,
her şeyi hakkiyle görmektedir.(11)
De ki:
“Söyleyin bana:
Eğer suyunuz yerin dibine çekiliverse,
size kaynağından akıp duran
yeni ve tatlı bir suyu
kim getirebilir?” (12)
Bu ceza,
onların Allah ve Rasûlü’ne
baş kaldırmaları sebebiyledir.
Kim
Allah ve Rasûlü’ne baş kaldırırsa
şunu bilsin ki,
Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.(13)
İyi bilin ki,
mallarınız ve evlatlarınız
sizin için ancak birer imtihan sebebidir.
Büyük mükâfatın ise
yalnız Allah’ın yanında olduğunu
unutmayın. (14)
Rasûlüm! De ki:
“Eğer Allah’ı seviyorsanız
bana uyun ki
Allah da sizi sevsin
ve günahlarınızı bağışlasın.
Allah çok bağışlayıcıdır,
engin merhamet sahibidir. (15)
Çünkü Allah:
“Ben ve peygamberlerim
mutlaka ve mutlaka gâlip geleceğiz”
diye hükmetmiştir.
Şüphesiz Allah,
çok kuvvetlidir,
karşı konulamaz bir kudrete sahiptir. (16)
1) Nisâ / 171. Ayet 2) En’âm / 75. Ayet 3) En’âm / 79. Ayet
4) Neml / 59. Ayet 5) Neml / 64. Ayet 6) Kasas / 71. Ayet
7) Kasas / 73. Ayet 8) Ankebût / 61. Ayet 9) Ankebût / 63. Ayet
10) Hadid / 3. Ayet 11) Mülk / 19. Ayet 12) Mülk / 30. Ayet
13) Enfâl / 13. Ayet 14) Enfâl / 28. Ayet 15) Âl-i İmrân / 31. Ayet
16) Mücâdele / 21. Ayet