BABAMA MEKTUPŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 1995 yılında kaybettim babamı
Hem O’nu, hem de unun zamanındaki şartları çok özlüyorum. O zamanlar bir başka yaşantımız vardı. Dostluklar sağlam, komşuluklar ödünsüz, arkadaşlık hesapsız, yarınlara dair düşüncelerimiz kaygısızdı nispeten. Mutlaka buralarda neler olup bittiğini biliyor olsa da ben dertleşmek istedim kendisi ile Tüm gerçek dünyaya intikal edenlere rahmet dilerim Senin zamanında değildik böyle Dertler boyumuzdan aşıyor babam Cismim ateşlerde dönerken küle Yüreğim derinden üşüyor babam Düşmanıma bile dilemiyorum Cem edip sadede gelemiyorum Nasıl anlatmalı bilemiyorum Duyan halimize şaşıyor babam Afetler canları eylerken heder Umut yok korkarım böyle de gider Mutluluk yad ele dert, tasa, keder Bizim payımıza düşüyor babam Ne yaptık ne gibi suçumuz var da Zemheri gününde ayazda, karda Hiç ara vermeden kan uykularda Ecel peşimizden koşuyor babam Bilinmez nereye sonu bu yolun Lezzeti kalmadı kovanda balın Biz düzde şaşarken yaramaz kulun Kervanı dağlardan aşıyor babam Çözümsüz haller var her işimizde Titrek hayalimiz ve düşümüzde Belanın türlüsü hep peşimizde Kuduz itler gibi coşuyor babam Aydınlıklar kara güne çalarken Körpe yüreklere korku dolarken Kör, sağır uzaktan seyre dalarken Garipler hüzünler yaşıyor babam |
Kalemin susmasın
______________________________Selamlar