Bitmeyen yaslarımızAh şu bizim nesil neler görmedi ki... Doğduğu gün başladı Var oluş ve kuşak çatışmalarımız Nice Fidanlarımızı, kapitalizme direnişin bağımsızlık savaşında verdik. Son sıgaraları dudaklarında Rodrigo’nun gitar konçertosunu son kez dinlerken, ülkesi için haklı kavgalarının onurlu duruşlarıyla yolcu ettik dar ağaçlarına. Gönlümüz ilk yaralarını almıştı. Halkına, haklılığı anlatırken gençlerimiz. üniversitesi önlerinde coplanip kim vurduya gittiler. 1 Mayıs işçi Bayramları ve taksim gezi parkı rantiyecilerle kavgamızın gezi direnişinde üçer beşer saldırı larak yere sererken evlatlarımızı terörist ilan edenlerin; terörle ilişiğinide gördük. Daha çocukluğumuzda bitmeyen siyasi kavganın gölgesinde açlık ve sefaletin üçüncü gurbetcilerini gördük. Analar, babalar çocuklarını geride bırakarak, zor işlerin Türk işçileri olarak Avrupa’nın dönüşü olmayan yollarına düşüşlerinide gördük. Ayrılık türkülerinin yürek dağlayan ezgilerinde kaybolan nesillere şahit olduk. Taşı toprağı ana/dolu topraklarının kaldırımlarinda sağ ve sol olarak ayrılarak yüründüğü, birbirine düşürülen, ölümüne kardeş kavgalarınida gördük. Ve sonrasi ölümcül darbeler. Sayısız gözaltı ve ölümlerin, işkencelerin yaşandığı ve yine sayısız insanın fişlenip tutuklanıp zindanlara götürülüşünü gördük. Yaşı büyütülüp idam edilen çocukları ve zalimlerin elinde yaşamının hiçe sayıldığı aydın ve gazetecilerimizi suikastlere kurban edilisini yaşayıp gördük. İnsanlık adına ne varsa yok edilip... ABD dayatmali din öğretili, cemaat terör örgütlerinin ülkemde nasıl güçlenip örümcek ağı gibi dört bir yanımızı kuşatan silahlı darbeler gördük. Pandemik salgınlarda torunlarına sarılip öpüp koklamadan vedasız giden nineler dedelere ve... altmış beş yaş üstünün korku dolu solgun yüzlerine şahit olduk. Komşudan, evlattan ayrı izole edilerek nefesimizin kesilişini gördük. Ah biz; daha, çoğunu unuttuğum, çoğunu pas gectigim neler gördük.. Büyük büyük depremler gördük ah o depremler, başlamadan biten yaşamlar, evlilikler, Yarım kalan sözler, sarılmalar, umutlar sevinçler, son uykular, vedasiz gidişler ve iyileşemeyen sessiz yaralar ve asla unutulmayacak yaslar. Ah! O devri daim ölenlerimiz ve yaşamak için çoğalan ölümlerimiz.. ALİYE UYANIK/ BOZOK KIZI 15.02.2023/Çanakkale/Dalyan |