Nemli Bir Hicran Şimdi Gözyaşı
Dilimde kaygan bir sırat oluşsaydı şimdi
Taşın iç sesini duyabilseydi keşke insan Hüzünle sevişen rüzgârın doygunluğuyla Buzlar eriyor uzak okyanuslarda durmadan Akıyor hayat kendi yörüngesine gürültüyle Bugün acılar çelik bir ustura yüreğimde Bileklerimde yorgun karıncalar dolaşıyor Derin bir boşluktan atlıyor aşkın atları Küflü sular biriktiriyor savaş mağdurları Hangi düşlerin zembereği içimde boşalan! İnsanlar vicdanlarını satıyorlar sokaklarda Geri gelmeyen günleri yırtıyor parmaklar Duvarda nemli bir hicran şimdi gözyaşı Bugün ıslak bir yelkenli yüreğim denizlerde Hayallerle seviştim yıllarca, bedenimde çığlık Ölü bedenler koydum toprağa, gece gündüz Utançsız bakışlarla dolaştım bu ahir cennette Suskunluğum sıra dışı bir masaldı ruhumda Nice yazıtların örsünü dövdüm ben sevdayla Yüzümün kahrını yargıladı insanlar iftirayla Bugün yufkaya kan sürdüm yiyorum şölenlerle Tenimde sızı olsun aldanış, hançerim ol yürekte Sarsılsın şu kâinat, sana savrulayım mevsimlerce Ölümsüz menekşeler yetiştir bana aşk bahçende Yokluğun sivri uçlu bir bıçak, kanarım derinlerde Gül olurum seni düşündükçe, gönlümün ahirinde Bugün benim doğum günüm, al beni kıyametine Selahattin YETGİN |