Aşk kokmasa da!Ağla gözlerim ağla Neyleyim ki derdim sığmaz dağlara Hüznüm ne bahara ve nede hazana aşk kokmasa da Dert nedameti ansa Ruhum hicranla yufkalaşsa ne çare Kalbim sahibinden uzaklaşınca, haşyet sağ yanımda Sesleniyorum işte Ne kadar gücüm kaldıysa sonunda Yüreğim dağlansa da, sinem hıçkırsa da Hakk ortada Nefsim darboğazlarda İrade yozluğunda heceler ne ola Kelam hali bulmayınca, zihin bulanıksa şafak uzakta Cihan tuğyan içinde Akide telakilerle tarumar edilince Hüzün sarsıyor işte Kitabı Celil hakkıyla idrak edilince Zaman maziyi işaret edince Nesil tarihin ibret sayfalarını bilmeyince Fetret kimilerince terakkilere kurban edilince süratle Varlık hürmete tabi olunca Adamlık varlıkla anlam bulunca, erdem öteye Silik duvarlarda ki karanlık lekeler servis yapılıyor işte Merak lüzumsuzluğa gark edilirken Hilkatin keyfiyeti nedensiz hiç bilinmezken İnsan kimliği sekülerliğe doğru rağbet edince hederliğe Doğru gidişatın niyeti aşikâr Kan gövdeyi götürse ne çıkar, acı var Anlayan adamlar hani nerede var, maslahatlar ne bahar Ağlayan gözleri anlayan mı çıkar Menfaat her yanı kuşatmışsa yar hicran var Beşerden maada bülbül ah u figan eder kimin derdi yar Düşünmek lakin netleşmek Niteliğine hasrederek teneffüs etmek Akide kimliğinde mücerret bir cehdin gayretiyle gitmek Kimliğin gailesini çekmek Mazi ile derinleşmek, ötelerle renklenmek Nefesin kadrini bilerek sinelerde mefkûreyi hıfz etmek Mustafa CİLASUN |