Candelenim* Candelenim avuçlarımda koca bir sensizlik koparmayın buselerimi yıldızlardan koparmayın bırakın kalsın öptüğüm gibi ay ışığının saçlarından dökülsün dudaklarım et yığını olup dökülsün karıncalar / şu çalışkan karıncalar / götürsün gözlerimi yuvalarına götürsün bin bir göz göreyim sevdiğimi bin bir el dokunayım çam serinliği yüzüne toprak kokusu sinsin ve çamurdan bir pantolon giyeyim hiç çıkarmadan üstüme sen bana baktığında / bir müzede / bronzdan bir heykele döneyim gülümseyeyim gök kuşağı gülüşüne ve gülüşünde u-rubadır siluetim ben ruhumu hiçbir zaman şeytana satmadım içimde çıldıran duyguları / soyup soyup ateşe atmadım ben / her hangi bir yağmurun gözlerinden dökülen kırımsa damlalarından / bir kırımsayım güneşin ısırmasıyla eriyecek olan bir su damlasıyım Ummanların göğsünde koşan / dalgaların içinde küçücük bir zerreyim küçücük bir çekirdek seni sevdiğimi / söylememe / gerek var mı alev dudaklım gerek var mı konuşmama haykırmama caddelere çıkıp sokak lambalarına naralar atmama gerek var mı sen / rüzgarın ıslığında yüreğime dökülen bir esinti çıkmaz bir sokağın içinde bir girintisin yöneldiğim sen / dokunduğum / her şey / mücevher olsa yinede tanrıdan son dileğim sen gözlerimin puhusu yüreğimin tutusu candelenim sen kuğu bakışlım kan verenim yaşam sıvım soğuk / kuru soğuk bir ayazın ardından gelen serin bir meltemin ıslaklığı gibi vurdu yüzüme gülüşün bu canım benimse ben / sana veririm kurtarsın kendini kıyılar sel geliyor ömrümsün sen benim ömrüm candelenim! yıldızların saçlarında buluştuğumuz gecelere arjantin salvolarından bir dem aşkımız ve tangoya sevgilim Kibar Tavasav |