HÜZÜNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kaleme alınmış ama geç kaydedilmiş bir hikaye, gönül boşluğu, zaman bahar, ara sıra yağmur yağmış
Akşam hüznü çöktü omzuma
Yollardayım avare ,gayesiz, çaresiz Gökyüzü yarı karanlık, kalbim gibi Ayağımın altında ezilen kuru yapraklar.. Son damla indi alnıma akasyadan Dallarda ne kuşlar kalmış, ne de yuvalar Kollar kırık, kabuklar yarık , arada karıncalar Haylaz ellerde tarumar olmuş gönlüm Yürüyorum yüzlerce kez arşınladığım caddeden Ne çöpteki kediler , ne göz ucuyla bakan birisi ilgimi çeker Şu ezan ne zaman başladı, ne zaman bitti hayret.. Yolda mıyım? kaldırımda mı? kıraatte mı? rükûda mı? Bu ne yaman yük benim Allah’ım Bedenim ne günahımı kaldırır ne hayalimi Ver heveslisine fani dünyayı Bir lahza gülşen , bir lahza gülizar , bir lahza neşe Yok olmadı .. ben bu sınavı geçemedim Kulvar yanlış, yollar yanlış, vakit hepten geçmiş Rüzgar kesik, ay ışığında harman.. Vakit tamam ne soruyu anladım, ne cevabı buldum. |
Saygı ve selamlar.