DAL BUDAKLANIR İZBE RENGİNE
merdivenlere küpeşte olur
kızıl ellerimiz tutuşurken odlardan küller dolanır ayaklarımıza taşıyamayacağımız yük yüklenir omuzlarımıza havada yangın bakışları kim engelleyebilir ki dalıp çıkışları tuşları kim engelleyebilir ömrümüz bir kemik bir deri ömrümüz adı üstünde zemheri şimdi ağır şarkılar mırıldanırız her biri alın teri kör ve sağır zaman amanda caddeler, sokaklar üryan beyinler göçük gözler kan revan dal budaklanır izbe rengine emerek aydınlığın vakit kırıklarını düşlerin apseli bir yara gibi kanar gönül fukarası olur tebessümlerin bir yüzkarası sefilliği kırar boynunu dudakların çatlar hasretinden kim bilir ? kaç visal kaç sevdanın intiharıdır ? ne çok da git gide uçurumlar buyur kesilir suyun kazılır kuyun kösteklenir huyun ecel defterin dürüldüğünde |