İLERLEDİKÇE YAŞLAR...Yaşlandıkça şu hayat, hiç çekilmez oluyor! Kalkmıyor hiç yerinden, en hafif sözler bile… Bitap düşmüş ciğerler, tekleyerek soluyor; İşitmiyor kulaklar, görmüyor gözler bile… Hatıralar canlanır, yorgun gözler önünde… Sık, sık gider gezersin, çocukluk günlerinde! Çocukların doğumu, ya da düğünlerinde; Gönüller hep felç olmuş, gülmez hiç yüzler bile… Dünya gözü bir yana, gönül gözü var birde… Elbette yorgun gözler, görmez evvel emirde! Hareketsiz ayaklar, sakat dizler tamirde; Doğrulamayınca bel, dik gelir düzler bile… Baston elde yürürken, duvarlara yaslanan! Duygu dolu gözleri, sırılsıklam ıslanan… Yorulmuş bedenlerde, hem de sıkça rastlanan; Yalnız bilekler değil, tutmaz hiç dizler bile… Geçen birçok günlere, ah edip te yanarak! Sanki uzun süren bir uykudan uyanarak! Aklına gelenleri, sorup, sorup anarak! İlerledikçe yaşlar, kaybolur izler bile… Düşersen el ayaktan, dinleyenin az olur! Kendin ağır duyunca, fısıltın avaz olur! Ellerin hep havada dillerde niyaz olur! Duymazlar yakarmanı, cümle azizler bile… Karaman-2023/01 Halil Şakir Taşçıoğlu ÜSTATLARDAN: Ömür dünyaya mahsus ölüm nihayet demek. Ölmeyecekmiş gibi yapılır onca emek. Nasipten fazlasını imkanı yoktur yemek. Zamana yenik düşer dayanıklı taş bile................................................neneh Yarattığı her şeye ömür vermiş Yaradan, Hepsi göç edip gider zamanıyla sıradan, Gönderdiklerimizle kaç yıl geçer aradan, Hesabını bilmeden göçeriz bizler bile.................sakaogluhasankarakucuk El ayak titrek aslan, ne çay taşır, ne yemek! Saltanatın sallanmış, boş olmuş onca emek! Gelecek hep kaygılı, geçmiş olmuş hoş mazi! Rican beş para etmez, emretmeler ne demek.................Nurettin GÜLBEY |