EY NEFSİM!
Kavuşurdum sürura,
Uslansaydın ey nefsim. Ulaşırdım huzura, Hislenseydin ey nefsim. Gönderilen nimetle, Nurlar dolu hikmetle, Sağnak sağnak rahmetle, Islansaydın ey nefsim. El verseydin elime, Ruh bahçemde gülüme, Coşku dolu gönlüme, Yaslansaydın ey nefsim. Şeytanlıkta, cinlikte, Kurnazlıkta, hinlikte, Kibir dolu benlikte, Paslansaydın ey nefsim. Hakikatı yazandım, Yanlışları bozandım, Helal yoldan kazandım, Beslenseydin ey nefsim. Bâtıl yola sevk ettin, Zehirleri zerk ettin, Bataklığa terk ettin, Suçlansaydın ey nefsim. Haram helal bilmedin, Çirkinliği silmedin, Davetime gelmedin, Seslenseydin ey nefsim. Bırakmadın eğriyi, Duymadın hiç çağrıyı, Biliyordun doğruyu, Hoşlansaydın ey nefsim. Kötülükler yaparken, Hak yolundan saparken, Dünyalığa taparken, Dışlansaydın ey nefsim. Şeytan ile kol kola, Girdin çıkmaz bir yola, Kul olurken her kula, Taşlansaydın ey nefsim. Yetime hor bakarken, Vicdanları yakarken, Merhameti yıkarken, Tuşlansaydın et nefsim. Güzelliğe girmiştin, Hayranlığa ermiştin, Ne hoşluklar görmüştün, Üslenseydin ey nefsim. Sonsuzluğa bakışla, Şefkat dolu akışla, Zarif halde nakışla, İşlenseydin ey nefsim. Mânâ sonsuz hazine, Dönseydin ya özüne, Dert etseydin kendine, İçlenseydin ey nefsim. El hasılı vel kelam, Eylemedin hiç selam, Değişseydi serencam, Taçlansaydın ey nefsim. SALİH SEDAT ERSÖZ |