ERGUVAN / 3
(BEN ONA "ERGUVAN" DERDİM /3)
Anahtarı bende unutup gitmiş Kapıda kalmıştır Erguvan şimdi Unutkanlığına eyvahlar etmiş Bir küfür salmıştır Erguvan şimdi Çilingir kapıda titrek eliyle "İllallah" dedirtir öcbe diliyle Lâ-havle savurup doğal haliyle Sinirden gülmüştür Erguvan şimdi İlk işi doğruca duşa girmektir Kendini buz gibi suya vermektir Makyajdan arınıp keyif sürmektir Rujunu silmiştir Erguvan şimdi Islak saçlarını havluya sarıp Dolabı açmıştır mutfağa varıp Kendine mükellef bir sofra kurup Perhizi delmiştir Erguvan şimdi Mutfaktan balkona geçer birazdan Mutlaka bir şişe açar birazdan Hüzüne, efkara uçar birazdan Kıvama gelmiştir Erguvan şimdi İlk selam geceye, sonra şişeye Koltuğunu çeker en baş köşeye Mezeyi sevmez de, iş olsun diye Bir elma dilmiştir Erguvan şimdi Sevdiği şarkıyı koyup plağa Dubleyi hışımla süzer damağa Masada kâh garson, kâh hanımağa Çakırkeyf olmuştur Erguvan şimdi Bütün mazisini döker elekten Siması farksızdır nurlu melekten Sinsice yaklaşıp, zalim felekten Bir gece çalmıştır Erguvan şimdi Geceyi sabaha kahveyle bağlar Kendine kırk yıllık bir hatır sağlar Çukurdan farksızdır gözünde dağlar Kafayı bulmuştur Erguvan şimdi Ela gözlerine uyku çökmüştür Perdeyi kaldırıp tülü çekmiştir Kendini yatağa serip, dökmüştür Rüyaya dalmıştır Erguvan şimdi (Ben onu kendimden iyi tanırım) Ali ERDİNÇ |