Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan Hayat hikayesinin 67.bölümü
daha çok acıyoruz başkasının ağrısını dayanılmaz bulmayı ondan öğreniyoruz. evet, insanlığın yaraları var apaçık yaralar kanıyor… kanadıkça kana bulanıyor dünya kendisini incite incite tükeniyor insanlık
uzaktadır diye bigane kalıyoruz dayanılmaz acılara şehrin soğuk yüzüne baka baka olağanlaştırıyoruz can kayıplarını ümit yıkımlarını her sabah binlerce çocuğun yetim kaldığı yeryüzüne açıyoruz gözlerimizi
yakıp yıkılan şehirlerin harabe görüntülerine kül olup kavrulan insanların sayısına alışa alışa başımızı yastıklara koyup uyuyoruz uyuyoruz... uyanık olmanın ağrısını göze almaktan korkarak
bir yerlerde… bir yerlerde tüm insanlığı uyandıracak aman Allah’ım.. dedirtecek bir cümle olmalı sanki o cümleyi duyana kadar her şeyi normal sanmaya devam edeceğiz gibi
bize giydirilen deli gömleğine razı gibiyiz yırtılmalı artık o gömlek kesip atmalıyız rüyanın akışını o cümlenin ciddiyetiyle dünya, dünyalığını açıkça gösteriyor artık şeytanın düşmanlığı apaçık ortada elçi’nin tarafında olmak hem acil ve zaruri hem ağır bedel istiyor bizden
sancılı bir sözün yüreğine göç edelim haydi o vurucu cümleyi hz. peygamber’in yanında arama vaktidir şimdi insanın gizli acılarını seslendirecek söz dağarcığı onun yanında… elçilik ettiği söz’ün kalbinde insanın sancılarını şefkatle hissedecek kelimeler onun dudaklarında olmalı
acil koduyla dökülüyor heceler nebi’nin nefesinden o kritik cümle nebi’nin hira’dan heyecanla getirdiği hitabın içinde kıvranıyor ateşli canlı aceleci
kalbimize borçlandığımız o şefkat nebi’nin bir ömür canı pahasına omuzladığı vahyin nefesine sarılı yok başka yerde yok başka kimselerde
* bedir zaferi gerek medine içinde gerekse dışında müsbet-menfi akisler uyandırdı her şeyden önce medine’de ki yahudi ve putperestlerin gözleri yıldı
hatta yahudilerden bazıları evsafını kitaplarımızda okuduğumuz zat budur artık ona karşı durulmaz galip olacak hep odur diyerek imana geldiler bir kısmı da korkularından iman etmiş gibi göründüler ancak fitne ve fesat çıkarmaktan yine de vazgeçmediler
medine`de müslümanlar bayram havası yaşarken mekke`de müşrikler tam bir matem havasına büründüler
ebu leheb, bedir’e katılmamış ve yerine asi bin hişam’ı göndererek mekke’de kalmıştı kureyş ordusu büyük bir hezimete uğrayıp geri dönünce ebu leheb, ebu süfyan bin haris’i yanına çağırarak ey kardeşimin oğlu, halkın işi nasıl oldu bana anlat
haris, vallahi biz o cemaatle karşılaşınca, bozguna uğradık onlar da kimimizi öldürdüler, kimimizi de esir ettiler ben halkı kınamam ve ayıplamam kır atlara binmiş ak benizli bir alay süvari ile karşılaştık ki onlara karşı koymak mümkün değildi
o sırada hz. abbas’ın zevcesi ümmü fadl ile kölesi ebu rafi’de orada bulunuyorlardı
ebu refi, vallahi, o gördüğün süvariler, melekler idi. deyince ebu leheb hiddetlenip yüzüne şiddetli bir tokat indirdi sonra da üzerine çöküp dövmeye başladı
ümmü fadl, gayrete geldi biçare köleyi, efendisi burada yok diye dövüyorsun.diyerek bir çadır direği ile ebu leheb’in başını yardı
ebu leheb, zelil ve perişan bir halde kalkıp gitti hemen sonra da bedir mağlubiyetinin gam ve kederinden ağır hasta oldu aradan bir hafta geçti resulullah’a yaptığı şiddetli düşmanlığın hesabını vermek üzere ölüp gitti
oğulları ölüsünü, iki veya üç gün beklettiler evinde cesedi kokmaya başladı hastalığının bulaşmasından korktukları için kimse yanına yaklaşmak istemiyordu
kureyşlilerden biri bir gün oğullarına yazıklar olsun size babanız evinde koktuğu halde, onun yanına uğramaktan utanıyor musunuz
onlar, biz, onun hastalığından korkuyoruz deyince adam… haydi gelin ben size yardım edeyim yanına yaklaşılacak gibi değildi onu ne yıkadılar ve ne de el sürdüler uzaktan üzerine su serptiler sonra sürükleyerek götürüp mekke’nin yukarı taraflarında bir yere gömdüler üzerini taşla kapattılar
esirler arasında bulunan peygamberimizin amcası abbas oldukça zengin bir zattı hz.abbas ,peygamber efendimize harp esnasında elimden alınan o altınları kurtuluş fidyesi say.diye teklif etti
peygamberimiz, hayır, o bizim aleyhimizde sarf etmek için taşıdığın Allah`ın sonunda bize nasip ettiği bir maldır onu sana geri veremeyiz
hz. abbas, ya Muhammed benim ondan başka param yok beni avuç açırıp da dilendirecek misin efendimiz ey abbas, ya o altınlar nerede kaldı
hz.abbas, hangi altınlar resul-i kibriya hani sen, mekke`den çıkacağın gün hanımın ümmü fadl`a teslim ettiğin altınlar onları teslim ederken, yanınızda ikinizden başka da kimse yoktu
ey bbbas sen ,ümmü fadl`a bu seferde başıma ne geleceğini bilmiyorum şayet herhangi bir felakete uğrayıp da dönemezsem şu kadarı senin için şu kadarı fadl için şu kadarı abdullah için şu kadarı ubeydullah için şu kadarı da kusem içindir… demiştin işte o altınlar
hz.abbas, hayretle, bunu sana kim haber verdi diye sordu efendimiz, Allah haber verdi.buyurdu bunun üzerine abbas, şahadet getirerek kemal-i imanı kazanıp müslüman oldu kurtuluş fidyesini ödedikten sonra da mekke`ye döndü
hz. abbas, mekke`ye dönünce müslümanlığını izhar etmeyip hep gizli tuttu mekke`de bulunduğu zaman zarfında müşriklerin tutum ve davranışlarını peygamber efendimize yazar mekke`deki müslümanlara yardım ederdi
bedir esirleri arasında efendimizin damadı hz. zeyneb`in kocası ebu as bin rebi de vardı hz. zeyneb (r.a.) kocası ebu as`ın kurtuluş fidyesi olmak üzere boynundaki gerdanlığı çıkarıp medine`ye gönderdi
bu gerdanlığı hz. zeyneb`e evlendiği sırada annesi hz. hatice hediye etmişti resul-i kibriyanın bu güzide kerimesinin gerdanlığını kurtuluş fidyesi olarak göndermesi ashab-ı kirama fazlasıyla hüzünlendirdi
peygamber efendimiz de onu görünce içi burkuldu.gözleri doldu eğer münasip görürseniz zeyneb`in esirini salıveriniz bedelini de geri çeviriniz.buyurdu
bunun üzerine sahabiler ebu`l-as`ı serbest bıraktılar gerdanlığı da geri çevirdiler resul-i kibriya efendimizi son derece memnun ettiler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ümit yıkımları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ümit yıkımları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hıfzen Minellah. Evet değerli kardeşim uyuyoruz. Biz de konforlu bir hayat mı istiyoruz? Hafizenallah! Yine güzellikleri tamaşaya açtınız. Maşallah. Allah razı olsun Üstadım. Çok saygımla Üstadım.
Çok güzel bir anlatım şiiriydi mısralarınızın bir anlamı vardı şairimiz Hissedebilmek önemli olan. Sanki bir sonbahar vurgunu gibiydi yaşam. Bu gençliğe emanet edilmiş. Bir vurdumduymaz haldeyiz. Bir kurtarıcı bekler gibi kapı eşiklerinde umutla yaşıyoruz. Elhamdülillah saygılarımla. Örneklemeler harikaydı.
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.