Sıra sende
Geliyorum anne geliyorum!
Haber sal: Yıllar önce kapının eşiğinde öpüp koklayıp habersizce vedalaştığım bacıma... Haber sal: Ben giderken ekmek parası uğruna direksiyon sallayan babama... Haber sal: Eşe, dosta, akrabaya, bir de leşe üşüşen akbabalara ... De ki: "Yıllar önce kimseyi düşünmeden evden sessizce giden kızım, geri dönüyor bağıra, çağıra ! Anlamış yanlışını, bata çıka bataklığa... Acımamışlar gözünün yaşına, koparıp almışlar her neyi varsa ..." Dönüyorum anne, dönüyorum... Bu defa canımın parçalarıyla vedalaşıp, Paramparça dönüyorum, içim dışım yana yakıla... Bir ruhsuz beden, Bir kefensiz ceset, Bir mezarsız ölü gibi dönüyorum. Sanki bakınca dünyanın en güzel görünen kör gözleriyle, En narin duran sağır kulaklarıyla, Duyduğu hiç bir şeyi konuşamayan parçalanmış dudaklarıyla dönüyorum. Sakatlanmış bir yürekle dönüyorum anne! Organlarımın hepsini, yüreğim gibi sakat bıraktılar anne! İnce bir hastalık bu, doktor çaresini bulamaz anne. Doktorlar anlamaz bunu, anlamaz ama sen anlarsın anne... Senin de yüreğin zamanında bu yarayla çürümüş, Senin de merhemini bir tek annen sürmüş. Şimdi merhem sürme sırası sende anne, Benim de dermanım sende anne. Korkma, Sakın korkma; Yaram seninki kadar derin değil anne... Seninki kadar derin degil anne... 08/12/2022 Hamdiye Osman (Hadsiz Kalem |