Düşe kalka yürüdüm
bu ömrü yaşamaya marazımla başladım
düşe kalka yürüdüm tökezimle başladım kara bulutlar sardı derbeder benliğimi felah tefekkürüne niyazımla başladım yemeğin fazlasına asla talib olmadım karnımı doyurmaya çerezimle başladım bir aşk türküsü duymak istedi doymaz kalbim davulumla zurnamla ve sazımla başladım bir lakab zarureti doğdu sevdiğim için beni anlamazımla aymazımla başladım ayrılıkda vebal kimindir merak ettim adaleti tartmaya terazimle başladım kaç parçadan oluşur saadet denen mefhum ben yine kıtlığımla çok azımla başladım belki çok kimselerin gözünde muğlakdım da kendimi ifadeye mecazımla başladım biz rüşdümüzü ispat edelim de gün batsın çileye tahammülle ve azimle başladım ağustos sıcağında tir tir titremekteyim ısınmanın keyfine ayazımla başladım bazen de yaktı beni kara sevda ateşi alevimle közümle yalazımla başladım bir dudağa hasret çekmek nedir öğrendim hayalini kurmaya kirazımla başladım yolunu şaşırır da güler mi bize talih kısmete göz kırpmaya fantazimle başladım her insan gibi ben de hata yapabilirim cezamı kendim kestim infazımla başladım müflislerden gelirmiş en güzel nasihatlar ben de öğüt vermeye çömezimle başladım kendimi hiçbir zaman agâh görmedim zira sesimi duyurmaya vaazımla başladım bir beygirin sırtında tur atmayı düşündüm safkan at bulamadım melezimle başladım akıbeti bilinmez zihni seyyar seyyahın yolun sonunda ne var farazimle başladım yarim için aşmaya kalktım koca denizi küreğe asılmaya poyrazımla başladım sevgi ve muhabbettir Aydın’ın her siftahı sanmayın ki öfkemle garezimle başladım. 20 Eylül 2022 Aydın Bayrakdar |