YALNIZLIK
Yalnızlık, biraz keder biraz huzurdur
Kör görür, sağır duyar, âmânın dili çözülür Yalnızlık bazen kahrı filizlendirir, bazen keyfini yerine getirir Yalnızlık en hakiki dost, en sadık sevgilidir Yalnızlık, asılsız gelir, zamansız belirir Kimi zaman sert kaya gibi, kimi zaman cam gibi hemen kırılır Yalnızlık sana seni tanıtır, keşfettirir içinde ki tanrıyı Yalnızlık zulümdür çok düşündürür Köle kadar esir olursun, kuş kadar özgür Yalnızlık şifa niyetine alınır ama fazlası zehirletip çürütür Yalnızlıktan korkup kaçarsan hiç olmadığın birine dönüşürsün Bir kere kabullenirsen yalnızlığı benliğine döndürür Yalnızlık derin bir okyanustur, daldıkça kaybolursun bulamazsın yolunu Belki sonunu getirir belki de sonsuzluğu Yalnızlık ilk merhaba kadar tatlı, elveda kadar acıdır Kurtuluşa kadar sancılı Kusursuz bir tarafı vardır Anlayana kadar bitmez ıstırabın Yalnızlık sondur, başlangıcın kapısı Yalnızlık hicrandır, vuslatın anahtarı Yalnızlık aydınlığı karşına çıkarana dek karanlıktır Yalnızlık amansızdır, yüreğinde ki arat çoğalır Çölde vaha kadar azdır Yalnızlık elmas olana kadar kömürdür Hamdır ama göz kamaştırıcı Yalnızlık yaşaman için öldürür Topraktır, mezardır ama doğa kadar güzel ve göz alıcı Yalnızlık lanettir, kaplar her yanını Kapatır bahtını, karartır alın yazını Yalnızlık rehberdir, saf bilgiye ulaştırır Çok uğraştırır, sağlar arşa kavuşmanı Yalnızlık ne kadar merhametiyse bir o kadar acımasızdır Ne kadar uluysa bir o kadar aşağılıktır Velhasıl yalnızlık bir imtihandır Geçemezsen şer, geçersen hayırdır Yalnızlık nedir ki? Doldurdu kalbinin her zerresine sevgiyi, cesareti Özünle hasret giderdin Ne duruyorsun, koş yarınlara, hayat bizim için |