Tekrar... Tekrar... Tekrar...
Bak, bu senin için;
Bir dilim kek üstünde ucu yanmamış bir mum. Ben senin için dilerim Sen tebriğini et kendine… Tekrar… tekrar… tekrar… Daha kaç kırılma dayanacaksın Hep aynı yerden, yinelenen cümlelerle… Anlamsız bakışlar, Safi bencillikle Daha kaç damarın ampüte? Yorgunum. Ne kadar anlamsız burası. Şu masa, sandalye, soğuk kahve… Işıklar sahte, gözleri polarize etmiş akşam arkası. Üşüyorum. Mumun alevi zayıf… Üşüyor içim, dışımdan önce. Ne severdim imlerimi, özellikle seni. Atışına sükrederdim, fırsat verdikçe -b-hayat. Her çarpışında duyuyorum içinde gezenlerin seslerini. Koşulsuz direnç, deli bayramı, isyan. Tekrar… tekrar… tekrar… Katledilmek üzere yeni umut bebekleri doğuruyorsun. Yoruldun, Durmuyorsun… Ben oturmuş sana sargı bezi örüyorum… Kırıklarının izleri birbirinin üstünde Artık bakamıyorum. İnsan neden ölmüyor sana bakıp acımaktan Ben diledim kalbim, Sen üfle… Tekrar… tekrar… tekrar… Daha kaç kırılma dayanacaksın? Daha kaç heves kursağımda yosun tutacak Kaç beklentim treni kaçıracak, Kaç bekleyişim sonuçsuz, Kaç güveniş karşılıksız kalacak… Daha kaç kez unutmaya çalışmama katlanacaksın Tekrar… tekrar… tekrar… Çok belli, değişmeyecek gidişat. Biliyorum, bu ömürden çok, çok alacaklısın. Yine biliyorum, Ödeme çıkmayacak… 29.10.2022 Serpil ŞEN |
Şimdiki sargı bezleri de çok kalitesiz. El örgüsü daima iyidir.
"Atışına sükrederdim, fırsat verdikçe -b-hayat."
mısrasındaki -b- kelimesini hâlâ çözemedim.
İnsanın tabi A planı, B planı olmalı.
Gerçi o da değil, olmadı buraya. "bu" kelimesi olabilir ama.
Espri bi yana, siz bi yana. Tebrik ederim sizi hanımefendi.