Efsane Söyletir Bana
Ne sıradan ne savruk olsun gizli aşkımız
Yaşansın tılsım gibi soldurmadan mahları Cehenneme de çıksa gönlümün haritası Ateş gömleği olsa sen giydir günahları Elde mi düşünmemek, görmek istemek seni Ve giymemek kıskançlık örgülü ak kefeni Geç beni ,mest edersin seni bir an göreni Azrail’siz alırsın bütün şaşkın ruhları Ömürlüktür, senin tek gülümseyen bakışın Diğer âşıklarından kalbimi kıskanışın Gözlerinle kalbime işlediğin nakışın Giydiremez bana sen yaşarken siyahları Gönül mührüm, gözümden gitmezsin bir saniye Mevzum sensin hep mavi kalem, kâğıt ve klavye Söyle kurban olduğum, en şahika seviye Sana taçlar takıp kim kıskandırdı şahları Gül yüzün hüzün hüzün gözümde sel-yaş olmuş Elmas sandığım kalbin kurşun gibi taş olmuş Nedensiz öfke sana yavuz arkadaş olmuş Ardına takmış vefa katili tüm vahları Umudum olmadı bu saf aşkta hiçbir zaman Sevdiğim, bu garipte ne gezer kötü bir zan Elbet bir gün düşecek aklına gördüğün an Bulsun böyle âşığı dünyanın seyyahları Zaman ince bir yelek, nefis bin bir eziyet Hoş bakış, ince kelam erişilmez meziyet Aşkın bana Allah’ın lütfu garip vaziyet Yaralı gönlüm, senin ihya et ya da mahvet Hayrani davet etsin boşuna cerrahları Muharrem Delibaş |
Kalemine ve yüreğine sağlık diliyorum.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olunuz.