GEÇMİŞTEN GELECEĞE
GEÇMİŞTEN GELECEĞE
Yaşamın kısır döngüsü içinde Defterimin sayfalarına yüreğimin volkan olmuş karanlıklarına Yer etmiş sevdam, Elimi nereye uzatsam Kaybolan yıllarıma kazınan Acı ve tatlı günlerin izleriyle buluşuyorum. Dar ve ıssız sokaklar dökülüyor belleklerimden . Sarsılarak geçen eski bir otobüsün Egzoz gazları, Mangaldan yayılan hamsi kokularıyla karışıp Şose yolun iki yanına dizilerek Birbirine yaslanmış Dişleri düşmüş bir sırtlanı andıran Ahşap evlerden oluşmuş mahallenin Yoksulluğunun kokusuyla bütünleşiyordu . Yıllar geçtikçe daralan yollar ve küçülen mahallem geliyor gözlerimin önüne. İlan tahtasında “BU AKŞAM sinemamızda Yazan afiş... Hoparlörlerden çıkan o cırıltılı sesler... Yaşamımızın her anına karışan Bizi olumlu ve olumsuz yanlarımızla yargılayan, Bir baba kadar üstümüzde hakkı olan Mahallenin sevimli ihtiyarları. Umutlarımıza umut katarak samimiyeti Ve dostluğu aşılarlardı bizlere. Yıllar yılları kovaladı. Dostluktan , samimiyetten hiçbir şekilde nasibini almamış insanlar arasında Var ile yok olmanın Bizlere yüklediği aksaklıklarla boğuşuyoruz. Duyguların kırılganlığına inat Sevgiden ve saygıdan uzaklaşarak Siyasallaşmış boş beyinlerin şatafatı altında ezilen çaresizler Yoksulluklarını “varlık kuyrukları”nda El çırparak kutluyorlar. Nasıl bu hale geldik bir bilebilsem Yoksulluğu varsıllık zannedip Yaşamın zorlukları içinde Ekonomik dertlerin girdabına kapılmış bir kitlenin Açlıkla sefalet içinde erimesini Tanrının bir lütfu olarak görüp Gözleri açıkken görmekten aciz Bir toplumun tutsağı olduk. Yaşamak isterken sınırsız biat eden kulların ruhsuzluğuyla kendimizden geçer olduk Tepkim bundandır yaşama iki gözüm. |
Biz de okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız
Gönlün abat olsun, huzurla dolsun
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal