Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. şiirler serisinin dokuzuncusu
rüya ki emin sevgililer üzerine görülür taşıyabilen kalbe aşk olsun kutlu bir rüya görmek için kaç geceler feda edilir kaç gündüzlerin şeb–i yeldaya uğrar yolu bir istiharenin rengi kadar hafif bir rehberin muştusu kadar aziz değil midir
damar damar kelam eker güzel rüyalar dünyamıza kırklar diliyle dilekler tutarlar yüreklerin ta ortasında kutlu çağa ant içerek gelir şeker–şerbet lezzetler hilalin ucuna şahadet yıldızları kondurup aşina dualarda perdelenen hakikati gösterir
* kainatın efendisi on iki yaşında akranları arasında artık farklı simaya sahipti siması etrafa pırıl pırıl nurlar saçıyordu gönlü huzur doluydu onu yanında barındıran ebu talip o sırada büyük bir geçim sıkıntısı içindeydi
bunun için de ticaretle uğraşmaya kendisini mecbur hissetmekteydi bu maksatla kureyş`in o sene tertiplediği ticaret kervanıyla şam`a gitmeyi kararlaştırdı
yol hazırlıkları yapılıyordu yapılan hazırlıklar efendimizin gözleri önünde cereyan ediyordu yıllar önce de hem muhterem babasını hem de aziz annesini böyle iki seyahat sonunda kaybetmişti şimdi ise, hamisi böyle bir seyahate çıkacak günlerce kendisinden uzak bulunacaktı nazik ve latif ruhu bu ayrılığa nasıl dayanacaktı
amcası gibi, ev halkı da kainat efendisinin başına bir şeylerin gelmesinden korktukları için yolda katılmasını istemiyorlardı bu seyahate o, amcasıyla birlikte gitmeyi candan arzuluyordu
günlerce üzgün durduktan sonra amcasına açılmak zorunda kaldı
hasret ve hüzün dolu mübarek sesiyle ona şöyle hitap etmekten kendini alamadı amcacığım… beni nereye ve kime bırakıp gidiyorsun burada ne annem var ne de babam…
bu sözlerinden sonra gözyaşlarına boğuldu efendimiz derin hüzün ve üzüntüsüne değil kendisini canı gibi seven ebu talip en katı yürekliler bile dayanamazdı
şefkat duygusunu coşturan bu ifadeler karşısında amcası derhal kararını değiştirdi kainatın efendisi de onunla birlikte gidecekti efendimizin gönlü bu karardan sonra sevinçle doldu hazırlıklar tamamlandı amcasıyla birlikte ticaret kervanına katıldı
kervan, çölleri aşa aşa busra`ya vardı burada mola verdi busra, şam ile kudüs arasında suyu bol ve bahçelerle kaplı bir kasabaydı busra panayırına yakın küçük bir manastırda o sıra bir rahip yaşardı
bahira hıristiyanların o zaman hatırı sayılır bir alimiydi kureyş`in ticaret kafilesi her sene olduğu gibi bu sene de rahibin bu manastırına yakın bir yerde konakladı gariptir ki, daha önceki yıllarda oraya gelen kureyş kervanının hiçbiriyle ilgilenmeyen konuşmayan bahira bu sefer kafileye beklenmedik bir sürpriz ile yakın alaka gösterdi hatta kendileri için bir ziyafet tertipledi
bilgin rahip kafilede o ana kadar rastlamadığı bazı garipliklere şahitti manastırda, kureyş kafilesini seyrederken bir bulutun efendiler efendisini gölgelediğini görmüştü kafile gelip bir ağacın altına konunca aynı bulutun ağacı da gölgelediğini ağacın dallarının nur çocuğun üstüne adeta eğilip gölge ettiğini müşahede etmişti
bu garipliği gören rahip bahira onları yemeğe çağırmak istedi mekkelilere şu haberi gönderdi ey kureyşliler size yemek hazırladım bu ziyafetime, büyüğünüz, küçüğünüz dahil hepinizin gelsin
bahira`nın bu garip tavrı yemeğe gelen kureyşli tüccarların dikkatinden kaçmadı merak ettiler ve sordular sebebini
ey bahira vallahi… bugün sende bambaşka bir hal var biz sana her gelişimizde uğrarız şimdiye kadar bize böyle bir şey yaptığın vaki değil sendeki bu hal nedir
bahira, sırrını açıklamadı ve şu cevapla yetindi evet, gerçekten doğru söylediniz ama ne de olsa sizler misafirimsiniz bunun için sizi misafir etmek yemek yedirmek istedim buyurun yiyiniz…
davete icabet edildi ve sofraya oturuldu ancak, kafileden sofrada bir tek kişi noksandı bahira`nın aradığı kainatın efendisi nur çocuk en küçükleri olduğundan yaş itibariyle kafilenin eşyalarını beklemekle vazifeli olarak ağacın altında oturuyordu
bahira bütün dikkati ile sofradakileri süzmekle meşguldü ancak, aradığı nurlu sima yoktu aralarında sordu…
içinizde yemeğe gelmeyen geride kalan kimse var mı cevap verdiler hayır, ey bahira senin davetine icabet edip gelmeyen kimse yok bir çocuk var sadece eşyalarımızı beklemek üzere bırakılmış bir çocuk
mukaddes kitapları dikkatle incelemiş onlardan son peygamberin özellik ve alametlerini öğrenmiş bulunan bahira gelmesini ısrarla istedi onun da kureyşli tüccarlar bu ısrarlı isteğini reddetmediler kainatın efendisi nur çocuğu da alıp getirdiler
efendiler efendisi sofrada yemek yemekle meşgul iken bahira’nın gözleri bütün dikkat ve hayretleriyle onun üzerinde dolaşıyordu her halini, her hareketini dikkatli bakışlarla süzmekteydi
aradığını bulmuştu maksadına erişmişti zira, bütün dikkatiyle süzmekte olduğu efendimizin her hali ve her hareketi okuduğu kitapta yazılı sıfatlara tıpa tıp uyuyordu
yemek yendi sofradakiler dağılırken bahira peygamberimizin kulağına eğildi bak delikanlı lat ve uzza hakkı için sana soracağım şeylere cevap ver
nur gözlerde bir rahatsızlık bir nefret belirtisi lat ve uzza adına benden bir şey isteme vallahi… onlardan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmem
bahira, önceki teklifinden vazgeçti o halde Allah hakkı için sana soracaklarıma cevap ver efendimiz buyur istediğini sor şimdi
sorduğu her soruya aldığı cevap hayretler içinde bırakıyordun bahira’yı çünkü onun son peygamber hakkında bildiklerine aynen uyuyordu son olarak efendimizin sırtına baktı ve peygamberlik mührünü gördü
artık bahira`da şeksiz şüphesiz kesin kanaat hasıl olmuştu bu genç, beklenen en son peygamberdi
bu teşhisinden sonra, efendimizin amcasının yanına vardı aralarında şu konuşma geçti bu çocuk senin neyin olur oğlumdur hayır, o senin oğlun değil bu çocuğun babasının hayatta olmaması lazım evet, doğru söyledin o benim öz oğlum değil, yeğenimdir
peki, babasına ne oldu annesi bu çocuğa hamile iken vefat etti evet, doğru konuştun bahira`ca artık her şey apaçık ve kesindi
sonunda, peygamberimizin amcasına şu tavsiyede bulunarak hakperestliğini gösterdi yeğenini hemen memleketine geri götür onu hasetçi yahudilerden koru vallahi… yahudiler bu çocuğu görüp de benim fark ettiklerimi onlar da fark ederlerse ona kötülükte bulunurlar
çünkü, senin bu yeğenin ileride büyük şan ve nam kazanacak durma, onu hemen geri götür bu tavsiye üzerine ebu talip mallarını orada satarak aziz yeğeni ile mekke`ye geri döndü
* kalbinde yarası kanayanların da canı canana adayanların da bir bimarhaneye uğrar yolları rüyalarda tuz yiyenin buğu buğu berrak sular serpilir üstüne boz bulanık seller uğrar bir çölün rüyasına karanlıklara güneş olur
avcıyı ceylanlar vurur güzel rüyalarda güller bülbüle methiye okur güzel bir rüya görmek için geceler sevinçle gecelere eklenir bir rüya ki asırlarca beklenir sevgili’yi göreceği rüyanın sevinciyle gözüne uyku girmeyen aşıklar anlar o gecenin asaletini gördüğü kadarıyla can verir uğrunda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir rüya ki asırlarca beklenir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bir rüya ki asırlarca beklenir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her zamanki gibi harika bir anlatı ile devam eden bu serial şiirleri ilgiyle okuyorum. Değerli şairim sn.redfer.İyi ki yazıyorsunuz,biz de okuyor usta kaleminizden feyz alıyoruz. Kutluyorum engin yüreğinizi,etkin kaleminizi. Selam ve saygımla,esenlik dilerim.
sonunda, peygamberimizin amcasına şu tavsiyede bulunarak hakperestliğini gösterdi yeğenini hemen memleketine geri götür onu hasetçi yahudilerden koru vallahi… yahudiler bu çocuğu görüp de benim fark ettiklerimi onlar da fark ederlerse ona kötülükte bulunurlar
çünkü, senin bu yeğenin ileride büyük şan ve nam kazanacak durma, onu hemen geri götür bu tavsiye üzerine ebu talip mallarını orada satarak aziz yeğeni ile mekke`ye geri döndü
Yazınızın gidişatına göre İnşallah başına bir şey gelmez desek de sonrasında çok şeylerin geldiğini biliyoruz üstadım ama yine Rabb'imin gücüyle hepsini aştığını da biliyoruz ve sizin kaleminizden de diğer detaylarını okumak ayrı bir zevk... Emek veren ihlas dolu dizelerinizi yürkten kutluyorum... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
avcıyı ceylanlar vurur güzel rüyalarda güller bülbüle methiye okur güzel bir rüya görmek için geceler sevinçle gecelere eklenir bir rüya ki asırlarca beklenir sevgili’yi göreceği rüyanın sevinciyle gözüne uyku girmeyen aşıklar anlar o gecenin asaletini gördüğü kadarıyla can verir uğrunda
Saygıdeğer üstâdım, Bu muhteşem güzellikteki şiiriniz inşallah yarınki mübarek Mevlid kandili öncesi susayan dudaklarımıza su, bunalan gönlümüze bir ferahlık verdi, Allah râzı olsun inşallah. Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 Sonsuz selam ve saygılarımla. Allah'a emanet olun.
Değerli şairim sn.redfer.İyi ki yazıyorsunuz,biz de okuyor usta kaleminizden feyz alıyoruz.
Kutluyorum engin yüreğinizi,etkin kaleminizi.
Selam ve saygımla,esenlik dilerim.