Bir gülüş idi kundaklanan, sıradan bir günün sıra dışı hezimeti.

Sözcüklerin akyuvarlarında saklıyım ben:
Beyaza âşık ve mavi mintanı göğün
Bazen sadık mutluluğa
Bazense ırak ve yalnızlığın muhatabı.

Çökertme oynayan geceye tırmandığım
Harmandalında ruhun, sözcüklerimin kundaklandığı
Verdiğim selam ettiğim kelam
Sergüzeşt imgeler beti benzi atan
Beyhude fiiller kimi emir kipi
Kimi kibirli.

İsyankâr ahvalim
Aşkın nesrinde saklı bir yemin gibi bir düş gibi
Kaykıldığım şu zeminde
Başa sarılı filmin kim bilir kaçıncı
Acı yüklü versiyonu
Bir kuşun kanadında s/üzüldüğüm
Uğurlu sayım ve kerevete çıkan masal kahramanıyım ben.
Sökükleri yüreğimin
Bazen fetva veren gölgeler
Miadı dolmuşsa mutluluğun hep mi bana rast gelir?

Kıyılan içim
Ve bir dilim şiir
Bir dilim de hikâye
Arzı endam eden umudun sürüklendiği
Sarmalında ömrün s/alındığım kadar bilinmezi
İçime çekip de sevgimin körüklendiği

Bir lenduha belki de unutulmuşluk bir köşede saklı
Bir ferman belki de padişahın sürmeyen saltanatı
İade-i itibar
Sevecen mevsim
Seken sözcüklerim
Belki de acıyan çok acıyan
Eklem yerleri nazlı şiirlerimin.

Huzurun adı ise sevgi
Sözcüklerin de ana dili iken umut
Yaşaran gözlerim dikili olduğu kadar ufukta saklı bir yıldız
Şakıyan iç sesim ve gül çehrem
Sönen feri günün geceye davet çıkaran
Özümle sözümle yâd edilesi dünüm
Günde kardığım önüm
Ne çıkar ki yarınlara zor erişsem?

Bilinmezin meali elbet başım gözüm üstüne kaderim
Kaynama noktası duyguların
Nerede ise şiirlerle hidayete erdiğim

Her zerrem her yaram
Kalbim delik madem hep mi başa sarar matem?
Ruhumdaki çukurlar
Bazen düşümün kovuğunu doldurmazken yazdığım onca şiir
Hür doğdum hür yaşamanın meali
Elbet sevgiden geçen yolum
Uzadıkça bu hikâye
Şerh düşülesi bir final
Aşkın çöreklendiği dizelerde saklı özgür irade
Ve nabzını tuttuğum kadar yazgımın…

Yazılası nice roman tutuşturur yürekteki yangını
Kordan heceler
Külümden doğduğum
Külliyen de yalan yalnız olduğum
Elbet teslimiyetim sadece yüce Rabbime
Adımladığım maneviyat riayet ettiğim kadar da kaderime…