„Gülşen diye bir pop yıldızımız var. Bir tek şarkısını bilmem, kendisini tanımam. Epeydir kıyafetleri ile hedefe oturtulmuş ama cezasının verilmesi için daha esaslı bir malzeme gerekiyordu. Arşiv kazıcısı troller kazma kürek, geçmişini eşeleyip o malzemeyi sonunda buldular. Gerçi malzemenin kullanım süresi geçeli epey olmuştu ama ne gam. Gülşen’in bir konserinde imam hatip mezunu saz arkadaşlarından birine yaptığı zevzekçe şakayı troll ağları bir gecede milyonlarca kişiye yaydılar.
Bu konularda nöbetçi savcı olarak görev yapan ve daha önce de Sedef Kabaş’a tutuklama isteyen Türkşat Kuntay Uçuk, aynı tarifeyi Gülşen’e de uyguladı. Savcının talebine uyan mahkeme Gülşen’i “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçundan tutukladı.
Tutuklama kararı üzerine Gülşen, arkadaşıyla şakalaştığını, kimseyi aşağılamak kastıyla hareket etmediğini söyledi.
E be Gülşen Hanım, sen Türkiye’yi her çeşit bülbülün şakıdığı gülşen mi sandın?
Ne Türkiye gül bahçesi ne de sen onların ötmesini istediği bülbülsün?
Bu ülke sadece onların bülbüllerine gül bahçesi, senin gibilere ise har bahçesi.“ (Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Sayın Miyase İlknur’un 27 ağustos Cumartesi günki „BU ÜLKEYİ GüLŞEN Mİ SANDIN?“ adlı yazısından aynen alıntıdır. Yazının devamı olan „KARŞI MAHALLENİN BÜLBÜLLERİ“ ni lütfen okuyunuz.)

3 milyon Sığınmacıyı Türk Vatandaşı yapsanda,
onları haziran seçimlerine katsanda
Şarkıcı Gülşen‘i din düşmanı gösterip hapse atsanda…
Önleyemiyeceksin enflasyonu
böylece „Haziran Seçimleri“ yolunun sonu!
bir daha da seni seçmeyeceğiz
ve kazansakta-kaybetsekte
hesap sormaktan da vazgeçmeyeceğiz;

„Öööööyyyle bir gideceksin ki;(*)
Ne gök gümbürtüsü, ne çakan şimşek,
nede minarelerdeki hoparlör sesi
sevinç çığlığımızı örtemiyecek.

Öööööyyyle bir gideceksin ki;
ne oğulların, gelinlerin, karın,
nede kayınbiraderin-damatların
kurtaramayacak seni.

Öööööyyyle bir gideceksin ki;
ne partin, ne korumaların,
ne yancı savcı, hakim, vali ve avukatların,
nede aldatıp-aldatıldıkların
savunamayacak seni.

Öööööyyyle bir gideceksin ki;
güneş bile gülecek haline,
karanlığı yeğleyeceksin.
"tavşana kaç, tut tilkiye!"
hesaplarınla bile
sorunu çözemiyeceksin.

Öööööyyyle bir gideceksin ki;
umutla bakacak İnsanlar Yarına,
yeniden gelecek Atatürk Devrimleri.“

„Yolcu yoluna gerek!“
Diyerek;

„Sevinecek doğa,
Haziran ayında
sensiz özgür olmaya.“

(*) HAZİRANA HAZIRLAN (10) şiiri 25.10.1917 yılında yazılmıştır. Giden bir yolcuya yazılan EY YOLCU! şiir dizeleri; Sayın Necmettin Halil Doğan’a ait "DUR YOLCU!"(=asıl adı BİR YOLCUYA! olan )şiiriyle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur. Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm.