Mu...
Mu
Arkeolog bilim adamları toplanmış İğne ile kazıyorlar katmanlarını Kendilerinde bulamadıklarını arıyorlar Bedenin delik deşik organların felç Saklı hazinelerin param parça mu Kimliksiz duvarlarda kimliğin Kırmızı kalın çizgilerlerle çizilmişsin Seni talan ediyorlar mu Toprağını taşıyorlar kemiklerin sızlıyor Dağlarının altı oyulmuş bağların bozum Yazını siliyorlar elleriyle yeniden yazım Tarihten siliyorlar tedavülden kaldırıyorlar Ay’ını çalıp yıldızlarını koparıyorlar Güneşini balçıkla sıvıyorlar mu Hikaye okuyorlar üstüne masal anlatıyorlar İnlemelerine kahkahalar karışıyor mu Dağ gibi dikilişine bakıp görmüyorlar Kayıp sayıyorlar gözlerini yummuşlar Kalbinin gürültüsü nehirlere karışıyor Zihninin tarihlerle zamanla akışına Dilinin bülbül gibi gül dalında şakışına Bedenine kefen biçiyorlar görmeden Seni canlı canlı sulara gömüyorlar mu Çağları devirdin talihini çevirmedin mu Can verdikçe canlanırsın kökünden Bahar gibisin her mevsim baş kaldıran Gülün renk renk açıyor dünya yüzünde Bülbülün nağme nağme inliyor közünde Ne cevherler saklıyorsun kazınan özünde Var mısın yok musun kimiler sözünde Adın söylenir yerin yurdun belirsiz Evrende kayıp oluşun efsane mu Coşkûnî |
kaleminiz coşmuş
sonsuz içten saygı selamımla