3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
379
Okunma
,BABA . olmayı hak eden herkesin BABALAR GÜNÜNÜ en içten dileklerimle kutluyorum
ŞUBAT YİNE YOKLUĞUN KADAR SOĞUKTU
Şubatın on altısını gösterirken takvimler
Yıl iki bin yedi mevsim kıştı
Hayallerimiz yıkıldı ,kar yağdı yüreğimize
Hayatımızdan karlı bir dağ ahirete göçtü
Yıl iki bin yirmi aylardan haziran
Yani demem o ki babacığım
On beş yıl olmuş sen ayrılalı aramızdan
Bak bir babalar günü daha geldi sensiz
Bir babalar gününde daha burkuldu yüreğimiz
Yıl iki bin on dokuz aylardan temmuz
Cam göbeği bir yaz sabahında
Anamı da gönderdik dün yanına
Daha dün gibi dururken hatıra ve hayaliniz
Nasıl diye sorma sakın haliniz vaktiniz
Unutmak ne mümkün her ikinizi de ..
Ağlamasakta artık eskisi gibi gülemiyoruz
Çünkü bazen düşümde bazen de aklımdasınız
İşte bu yüzden tutar baş ağrım bazen de sancım
Anamda yok artık biliyor musun babacığım
Demem o ki yani rakamların hiç önemi yok gayri
Yokluğunuzun bu kadar kıymetleneceğini
Varlığınızda bilememiştik doğrusu
Hatta her birimizin hayatını bu kadar etkileyeceğini de
Bazen inanası gelmiyor insanın biliyor musun
Bu bir rüya olsa diyorsun keşke
Tek kabuslar içinde uyanmaya razıyım diyorsun
Lakin hayatın gerçeği de bu biliyorsun
Yani demem o ki
Yok olurken beklenmedik bir hayat
Gün yine doğuyor
Gül yine açıyor biten bir ömre inat
Kimse değiştiremiyor bu kanunu
O kanun ki tanrı buyruğu
Yaratandan başka kimseden emir almıyor tabiat
Doğru olan da bu elbet
Aslında hüznümüz ve de üzüntümüz
Ne giden bir güne
Nede zamansız biten bir ömrün acısına
İnsan oğlunun çaresizliğine
Başlamadan biten bir ömre
Ve henüz yaşanmamış bir hayata
Beklenen nice umuda ve de alınmamış nice murada
Yani bu manada
Hani deseler de ;
“acı patlıcanı kırağı çalmaz..” diye
Yok yok vallahi
Hiçte öyle değilmiş madalyonun diğer yüzü
Yaşananları görüyor da insan
Acı patlıcanı da ,
Henüz açmakta olan tatlı canı da
Öyle bir çalıyor ki zaman denen cadı
Ne sevgisi kalıyor vefasızın
Nede sevgisinin o doyulmaz tadı
Ecel denen inat
Öyle bir alıyor ki sevdiklerini
Ne hayal kalıyor ne hakikat
Ateş düştüğü yeri
Acı ve sancısı her yeri yakıyor inan ki
Sen istediğin kadar yol saçını başını
İstediğin kadar feryadı figan eyle
“ Ecel gelmiş can mı dayanır..” misali
Anlayacağın Azrail in akrabası olmuyor yani
Öyle ki umurunda değil genç mi yaşlı mı
Ne soruyor kimi kimsesi var mı
Ne bakıyor alınan can kız mı oğlan mı
Selası veriliyor bir kuşluk vakti
Çenesi bağlanıp konarak tabuta
Bırakılıyor camide son dua yeri musalla taşına
Ve bakmadan genç ihtiyar yaşına
Ağıt ve acı içinde koyuyorlar da bedeni
Hani soruyor ya hoca efendi;
“Hakkınızı helal ediyor musunuz mevtaya..”
Adet üzere el cevap
Helal olsun…helal olsun..
Sonra omuzlarda salaca
Tutuluyor kabristan yolu tüm sevenlerce
Kabristanda taze toprak bir mezar
Mezarın etrafı ana baba eş dostla dolar
Saçını başını yolman
Yanman yakılman nafile
Çünkü ne giden geri geldi bunca yıl
Nede gelen direniyor gitmemek için ölüme
Baş ucuna dikiliyor da bir taş
Kalıyorsun günah ve sevaplarınla başa baş
Yaa babacığım görüyorsun ya
Herkesin sabrı sevdası buraya kadarmış
Bırakıp dönüyor tüm sevenlerin
Dönüyor oğul kız, dönüyor artık bacı kardeş
KAŞİF KANİ ERTÜRK
Eğitimci şair-yazar
Sarıkaya şairler ve yazarlar derneği başkan yardımcısı
NOT ; Anamın ölümünden (temmuz 2019 dan sonra revize edilmiştir..
5.0
100% (9)