M E N Z İ L - 2
Menzil!..
Doğar doğmaz, daha ilk nefesi almadan; ilk sütü içip, ilk ağlamaya bile başlamadan.. kendi kendine başlayan, otomatik bir koşunun biteceği, “SON DURAK!” Hiç ama hiçbir kişinin, kaçıp da kurtulamayacağı; kimine, “GÜL BAHÇESİ!” kimine göre ise, “DİKENLİ ÇALI TARLASI’” olacak, meçhûl bir yaşantının.. son durağı!.. Ya! Siz de, bu son durağa doğru, hiç; hayali bir yolculuğa çıkıp, farklı bir boyutta seyahat ederek, farklı his ve duygulara yelken açtınızı fark ettiniz mi? Ya!.. Siz; daha yaşarken ölmeyi, sonra gömülmeyi, Dünya gününde, Ahiret’in hesabını vermeyi.. hiç düşündüğünüz zamanlarınız oldu mu?.. Olmadı ise, bir defa denemeye ve daha yaşarken ölmedeki sırrı keşfetmeye ne dersiniz?.. Veyahut ta eğer, şimdiye kadar hiç düşünmedi iseniz.. şimdi, benimle beraberce bu konuda düşünmeğe var mısınız? Bir defalık dahi olsa, böyle bir düşünce yolculuğa çıkıp.. “KENDİ MENZİL’inize doğru biraz yol alıp, bir deneyim yaşamayı düşünür müsünüz??? İsteseniz de, istemeseniz de zaten bu menzilin "GARİP VE MECHUL YOLCUSU" değil misiniz? Yoksa; bunları düşünmekten korkar da, BÖYLE KONULARI hep geçiştirir misiniz?.. Şayet, bu konuları geçiştiriyorsanız; sonuçta, şahsınıza özel olarak yaratılan ve tarafınızdan yaşanılacak olan kaderden de, kaçabiliyor musunuz? Yani, sizler, kendi menzil’inizin neresindesiniz?.. M E N Z İ L - 2 ŞİİR NO: 160 * 09-01-2009 Bu akşam, her nedense bir başkayım, Niçin; bu kadar büyük, telaştayım? Dönerek, bir mechûle gidiyorum... Bu yolu, nedense.. hiç, bilmiyorum? Hiç istemeden, bir aceledeyim, Korkunç bir muhasebe içindeyim!... “Geriye doğru saran bir filimde!” Gidiyorum.. bilinmeyen, MENZİL’e... ** Bütün eşya, çok garip ve hüzünlü, Neden?. Her şey, bir başka görünümlü!.. Kalbim ve bütün, zerrelerim sessiz.. Yığılmışım YER’e, vücudum FER’siz. Bedenim, sanki kaskatı ve cansız, Ne kadar garip, ne kadar kimsesiz! Bir YOL alıyorum.. ki; ben’siz, ben’le Gidiyorum.. bilinmeyen, MENZİL’e... ** Saçlarımda, birdenbire beyazlaştı, neden? Yoksa ansızın, kar mı yağdı?.. Gecenin zifirinde, mezarlığı... Alt-üst eden, korkunç bir AYAZ vardı. Vicdan’ından haykıran; o, AH’larım, Sırtımdaki KÜFE’de, GÜNAH’larım!.. “Bağları çözülmüş, dizlerim” ile; Yolalırım.. bilinmeyen, MENZİL’e... ** Kalbim, sanki; son defalık, atışta, Fersiz gözlerim, donuk bir bakışta!... Azrail; sessizce, bir dokunuşta... Dünya’nın bütün derdi, kapanışta. Kader ise, kendince bir çıkış da, Hareketli ömrün molası, SON’da.!.. Bir tokat patlatıyorum... İblis’e; Koşuyorum.. bilinmeyen, MENZİL’e... ** Vah!. Tüm tüylerim, benziyor dikene, Neden?. bütün etlerim; lime, lime!.. “Bir zincir vurulmuş ki, düşünceme!..” Hem de, bütün gücüme, kuvvetime... Çaresizce.. boynumu büküyorum, Bir, “ışık tüneli’nden; geçiyorum!..” Göze görünmeyen, kanatlar ile; Uçuyorum.. görünmeyen, MENZİL’e... ** Gözlerim, son bir veda bakışında Pazar bitti, kalan.. son, satışında!.. Her biri giymiş, ak kefenlerini.. Şimdi; beklerler, akibetlerini. Yerlerde; sıra, sıra; dizi, dizi, Bir çok; kefen giymiş, mevta dizili!.. Beni yer’e.. son yatacak, yerime; Götürürler.. bilinmeyen, MENZİL’e… ** MUM(!) söndü, iki hayat(!) kesişti, MAT renkler, PARLAK reklere dönüştü!.. Artık, “Kader’imin yolu” değişti... Bedenime, BİÇARELİK erişti. Bu yol’un; en son çıkışı, MAHŞER’e!.. Şimdi, artık; BENZERLER’le, el-ele, Sessizce konuşuyoruz, göz- göze; Gidiyoruz.. beraberce, MENZİL’e… ** İbadet, sabır, sebat ve kanaat, Daim zikrim, “LAİLAHE İLLALLAH.” Ayrıca; namaz, oruç, Hac ve zekat, Yine de kapanmadı. “Açık hesap!” Gönlüm; “bir başka zikir de çekmişti!” Bir kuşun kanadı ile yetişti. Resûl’e, selâvat; Allah’a hamd’le, Ancak vardım. Son durağım, MENZİL’e. Konak/İZMİR. (Not: Menzil’e varışın zamanı gibi, şiirin yazılış tarihi de belirsiz.) Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |
Yüreğini emeğini kutluyorum
___________________________________Selamlar