ESKİDENESKİDEN Ne ketçap, ne mayonez, ne de barbekü sosu Makarnanın üstünde lor olurdu eskiden Ne teras bulunurdu ne ebeveyn banyosu Evler küçük odalar dar olurdu eskiden Kurutulmuş gübrenin üstüne gün doğardı Sabahın altısında ninem koyun sağardı İki adam boyundan daha çok kar yağardı Kışın sokağa çıkmak zor olurdu eskiden Derde deva olunur, yaralar kaşınmazdı Hevesler çabuk geçip duygular aşınmazdı Erkek kadına küsüp salona taşınmazdı Eşler ömür boyunca bir olurdu eskiden Baza yoktu yatmaya, hasırdan yaygı vardı Ne yarından endişe ne dünden kaygı vardı Diriye ehemmiyet ölüye saygı vardı Atasına küfreden nar olurdu eskiden Perdeler vardı yüzde, kolay kolay inmezdi Misafirin yanında sofraya gelinmezdi Eşi ölenler bile yeniden evlenmezdi Yâr üstüne yâr sevmek âr olurdu eskiden Kimse tatlı canını vara yoğa sıkmazdı Giyindiği libastan iki günde bıkmazdı On yaşında çocuğun bıyıkları çıkmazdı İnsanın sağlıklısı var olurdu eskiden İşi ehli yapardı, yoktu acemi şansı Örnek almazdı gençler, Tom’u Eric’i Hans’ı Gelinler damatlara lütfedemezdi dansı Düğünlerde halayla bar olurdu eskiden Elma dalda kızarır, pazarda satılırdı Hasımlık çabuk geçer, öfkeler yutulurdu Yarışlar düzenlenir, güreşler tutulurdu Pehlivan baş köşeye kurulurdu eskiden Hamarattı kadınlar bahçeye gül ekerdi Yırtığını yamalar söküğünü dikerdi Kralın oğlu olsa cezasını çekerdi Her yanlışın hesabı sorulurdu eskiden Filiz Yüksel |