ÖMÜR LİBASI
Uç ucuna teğellenmiş
Hatıralar silsilesinin En zayıf halkası Kesikler atıyor Sine-i mührüme; Toprak kokusu fışkırıyor ayalarımdan. Kulağımda sesler Sesin içinde tiz bir nida Beni çağırıyor Bilmediğim Duymadığım Lâkin hissettiğim şarkılar mırıldanıyor dilim; Dilim dişlerimin arasında volta atıyor. Ansızın gelen şeyler hatrına Direniyor Dileniyor Ve diyorum ki; Beklenmeden bekleyenlerin hürmetine Ellerinde yüz yıllar evvelinden kalma Nakışlı mendiller Belki annedir Belki eş Belki de kardeş Amma illâ kaburganın ağrısını bilenler namına Rahminden dünyaya bereket indirenler Beşiği kırık Emzikten kesilmiş sabiler hatrına Mabed bildiğimiz ne kadar yara varsa yâni Say ki Kutlu bir şafakta Medine-i Münevvere de bir ezan Mekke-i Mükerreme de bir salâ sesiyiz şimdi Ahh gönlümün suskun dili Susan,susayan yanan ve de kanan Kursağımdaki düğüm Sükût eyle gayri Ve anla Yüzüm Ellerim Güneşe inanırken hâlen Elbruz’un kızına Maze’nin oğluna Sözüm olsun ki Içim içimden sökülürcesine K’elime K’elime Yırtıp atacağım bu feryad-ı Mağribten maşribe uzanan kollar Uz gelecek gömleğime Kör kuyulara atılan ipler kadar Kavuşmaz olsa da iliğim İlmek ilmek dokunacak Hasırdan kefenim Firak ve Vuslat Omuzlarında taşırken naçiz cesedimi Tüm ayrılanlar Tüm kavuşanlar Aynı duayı okuyacak Yüzlerinde belirecek aminler Aminler elbet yerini bulacak Nasıl bilirdiniz sualinin muhatabı ben İyilerden demenin kibriyle cebelleş olan siz Haydi Sual odur ki Yakar Yıkar Nefs-i emmarenin bendini Nasıl bilirsiniz Sizde ki beni . . . Ruhu Azade/Nefs-i Levvame |
AZAP tarafından 5/8/2022 11:58:39 PM zamanında düzenlenmiştir.