Lâ Tahzen
Kıymetli Üstadım Murâdî/ Murat Kahraman’a ithaf edilmiştir.
Korkudan ortadan kalbin yarıldı Ağlarken bedenin miskinim diye Her zerren nefsine artık darıldı Kıvanç duy kendinle seçkinim diye Yüce Allah Rahîm, Gafûr değil mi Müminlere Tevvâb, Şekûr değil mi Günahkâr kuluna Sabûr değil mi Neden üzülürsün pişkinim diye Mevlâmız hem Semî hem Basîr iken Gizliden açıktan tek Habîr iken Hududu olmayan O Kebîr iken Niçin düşünürsün bitkinim diye Seğmenoğlu gönlün olsun bahtiyar Tövbeni çabuk yap, nefsini uyar Hasîb ve Afüvv Rab sesini duyar Mahşer günü söyle yetkinim diye Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay) ------------ Üstadıma yürekten teşekkür ediyorum. Yüce Rabbim bilir var mıdır vakit Eğer ki dilerse en güzel nakit Kalübela’dadır verilen akit Sakın ha vazgeçme geçkinim diye ... Şükrü Atay (Türkmenoğlu) ----- Afüvv: Affı ve merhameti çok olan. Basîr: Her şeyi gören. Gafûr: Çok bağışlayan, mağfireti çok olan. Habîr: Her şeyi gizli tarafından bilen. Hasîb: Herkesin yaşamı boyunca yaptıklarının hesabını soran. Kebîr: Büyüklüğünde hudut olmayan. Lâ Tahzen: Hazreti Peygamber, Medine’ye hicret ederken Sevr Mağarasında bulundukları sırada yanında bulunan Hazreti Ebubekir’e "Lâ Tahzen İnnallâhe Meana" yani "Üzülme, Allah bizimledir." demiştir (Tevbe suresi 40. âyet). Rahîm: Ahirette müminlere merhamet eden, bağışlayan. Sabûr: Çok sabırlı olan. Semî: Her şeyi işiten. Şekûr: Kendi rızasıyla yapılan işleri ziyadesiyle mükafatlandıran. Tevvâb: Tövbeleri kabul eden. |
gönül insanı vefalı dost,
harıkıydı,
sevgi ve özlem vardı,Hakikat vardı,
o güzel yüreğine sağlık Üstadım ,
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla