NotlarımdanGünlerden bir gün.! Ya pazartesi ya da salı. Esir bir şehirde tutsağım ben. Tutunduğum yer, hıfzıma çökmüş eski bir yalı Bazen ölü, bazen de sağım ben. Mecalim elli yaşını aşmış, altmışa dayanmış Hayallerim hâlâ sabi bir çocuk Üzerimde yamalı bir pantolon, yıpranmış bir gocuk. Kapımı kış çaldı üç asır önce. Üç asırdır şubatlar eksik olmuyor bacamdan Özlemlerime cemre de iştirak etti Bir yetim burukluğu tuttu haykırışlarımı, sesimden, soluğumdan, paçamdan Unutulmuş insanlar arasına katıldım demin Sessiz ve sakin bir kuytu aradım. Yusufî kuyuları izledi gözlerim, ulaşmak istedim koşar adım.. Derin bir sahraya rastladım, inzivaya çekilmiş kumlardan bir zemin. Günlerden bir gün.! Ya pazartesi, ya da salı. Gözümün önüne serilmiş bir halı İklimleri şaşırdım, bir anda sıyrıldı güneş bulutların arasından. Göğümün kuşağından bir damla tebessüm aşırdım. Ve sıyrıldım çaresizliğin karasından. Gördüm baharı..! Umut yüklü kervanlar getirmekte Kayıp bütün sevdalarım, çaresizliği terk etmekte. Ve..! Güneş doğuyor esir şehrin sokaklarına Çekiliyor şakaklarımdan yalnızlığım Bütün güzergâhlara sevinçler ekilmekte Ve gönlüme meltem esintisi serpilmekte |
Şiirin kalbine : Güneş doğsun kalp ırmağına.