KARA ZURNA (68)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın …
Her ne kadar, kişilerin tarihte oynadığı rolü inkar etmesem de biliyorum ki; Tayyip Erdoğan sebep değil bir sürecin sonucudur. Ve sorun, onun gitmesiyle bitmeyecektir. Sorun onu iktidara getiren, üst üste dokuz seçim kazandıran, bir sürü yolsuzluk ve yönetim skandallarına rağmen körü koruna peşinden giden halktır. Daha doğrusu halkın bir bölümüdür. Bu halk yığının Anadolu müslümanlığıyla, gelenekle, ahlakla, haram helal kavramıyla, merhametle, şefkatle hiçbir ilgisi yoktur. Köyden kente göçle başlayan, ne köylü ne kentli olabilen, bütün değer ölçülerinden kopmuş, vahşi birer yaratık haline gelmiş, talandan yalandan pay kapmaya çalışan ve literatürde lumpen proletarya olarak tanımlanmış olan kitledir bu. … Aşağı yukarı sayıları kırk milyon dolayında tahmin edilen bu kitle Itri, Mimar Sinan estetiğine de sahip değildir; Anadolu’da yüzyıllarca aydınlık bir nehir gibi akmış olan Karacaoğlan, Pir Sultan, Dadaloğlu temizliğine de. Dolayısıyla bu kesim muhafazakar değil, Türkiye’ye çarpık ve ahlak ölçülerinden yoksun bir ‘’modernleşme’’ sunan yeni bir oluşumdur. … Bu manzaraya, lumpenlerin ele geçirdiği muazzam para ve iktidar gücünü de eklerseniz geleceğin hiçbirimiz için kolay olmadığı çok açık. Erdoğan bu kitlenin lideridir ve onun yokluğunda yeni bir lider bulacaklarına hiçbir kuşku yok. Mustafa Kemal aydınlığını savunan kitleler birleşene ve kendi aralarındaki çelişkileri gidererek, evrensel değerleri savunan bir Türkiye kültürü yaratana kadar acılar devam edecek.(Zülfü Livaneli’nin Facebook sayfasında 03.11.2014 tarihinde yayınladığı „ERDOĞAN SEBEP MİDİR, SONUÇ MU?“ yazısından alıntıdır. Yazının tamamını lütfen okuyunuz.)
Hayır Zülfü’cüğüm bu iş çoktan bitti!(*)
Tarağı, pedalı, çözgüsü, oturağı, tefesi, mitiği, mekiği, ipliği bu dokuma tezgahının çoktan çözülüp-gitti can cağızım. 50 yıldır sinsi gizli devlet içine sızmış olan Hain İmam Fettullah Güven‘den uyaran bizi -kurtaran demiyorum, kurtulunca kutlayacağız- bu iki sahte diplomalı adamcağız bu kendine yontan keser, bu „Kuntrollü Cunta“ yapan şaheser bu itibardan tasarruf etmeyen, bu bir çuval Amerikan incirini bok eden, bu modern İslam Birliğini yok eden yaratık, tarihe gömülecek artık. 20 yıldır iktidarda bu adam ne Kaddafi bıraktı, ne Beşar Assad, nede Saddam! Amerika desteğiyle „Aynaya bak!“ kösteğiyle güçlendirdi Orta Doğu’da İsrail’i. Kurtarılmış Irak toprağında, parçalanmış Suriye sınırında kurulunca bir gün demokratik bir Kürt Cumhuriyeti, Heykeli dikilecek inanın o gün orada bu kahraman adamın! Aşşağı-yukarı Türkiye’de kelle hesabıyla sayıları 40 milyonu bulmuş, insani ölçülerinden kopmuş, talandan-yalandan pay kapmaya çalışan vahşi bir yaratık olmuş yığına -Kara Zurna zannınca- „Kütle“ denir, bilinçlenip-bütünleşen toplum ise „Kitle“ dir. Evet Zülfü’cüğüm bu iş çoktan bitti; Tarağı, pedalı, ipliği, atkısı, nitiği, mekiği bu dokuma tezgahının çoktan çözülüp-gitti can cağızım. (*) Bu senli-benli laubali kara hicivimi; Onunla KİRAZ AĞPACI (17 ) şiirindeki karşılaşmam birazcıkta olsa affettireceğini umarım. |