BOŞA TÜKENDİ ÖMÜR
BOŞA TÜKENDİ ÖMÜR
Bir küçük damla ile topraktan mayalandık Yaş elliye dayandı boşa tükendi ömür Dünya meşgalesiyle durmadan oyalandık Gülnihal olsun derken, çakır dikendi ömür Şükretmeyi bilmedik karnımız tok olsa da Nefs’e kul köle olduk şeytanca alçalsa da Zulme hep sessiz kaldık yerden yere çalsa da Güz mevsimine girip, kışa söykendi ömür Ne ar kaldı ne iffet günahlar hora teper Kimi ben deistim der kimi ateşe tapar Kan emiyor insanlar, yakın kıyamet kopar Benlik okyanusuna daldı yıkandı ömür Hayatta ne ettiyse daim kendine etti Görse de ders almadı kimler konup da gitti Bir mum gibi eriyip boşu boşuna bitti Şem-ü pervane olup cânı yakandı ömür Kıvrım kıvrımdı ömrün yokuşlu düzlü yolu, Rahmetle yeşillenir topraklı tozlu yolu Gaflette görülmezmiş hikmetli giz’li yolu Kendi dert kervanını kendi çekendi ömür Yüksek uçtu gönüller inmedi enginlere İmtihan idi yokluk yüreği zenginlere Bir kıvılcım sebeptir koskoca yangınlara Ateşi körükleyip benzin dökendi ömür Nurgül der ki bitecek yaşam denilen süre Hoyratça harcıyoruz onu göz göre göre Faniden çıkıyorken bâkiye doğru tura Nevale koyduğumuz süslü çıkındı ömür Söykenmek: dayanmak, yaslanmak Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ |
Okudukça okudum
Kutluyorum saygılarımla