ÖMRÜN YAĞMUR SONRALARIDindi yağmurlarım, Şimdi yağmur sonrası bir akşamüzerindeyim, Burnumda, beni kendine çeken bir toprak kokusu, Yolumda yer yer tuzak gibi su birikintileri Ve bir müzik defterine yazılmış notalar gibi Telgraf tellerine dizilmiş küçücük, siyah kuşlar; Bir ömre sığmış yaşam kırıntılarımdır bunlar... Acı günlerim var, mutlu günlerim, Gözlerin de vardır sanırım içlerinde Yağmurlu günlerimden kalan Ve yağmur sonrası akşamın puslu hüznünde Renkleri giderek kaybolan... Nice yağmurlar yağdı ömrüme, nice sağnaklar, Islandım, sırılsıklam, kaçmadım, Akıtsınlar diye üstümde birikmiş tüm pislikleri... Bahçemdeki ekinler boy attılar o yağmurlarla, Bir tutam güneş bulup, dolduramadım başaklarını. Şimdi puslu akşamüzerlerindeyim diyorum, Oysa ne güzel olurdu ümit etmek Yağmur sonralarının o renk renk gök kuşaklarını... Dindi ömrümün tüm yağmurları, Toprağın, yağmurları yuttuğu yerdeyim, Puslu bir akşamüzerindeyim Ve içi hiç görünmeyen, simsiyah ve kurak Geceyi beklemekteyim... Beklemek. bir kum saatinin dolması gibi Ve kaybolmak: denize düşen bir yağmur damlası gibi... Ünal Beşkese |
Kutluyorum.
Beklerken ağır ağır, kaybolurken çok hızlı.
Hani kötü haber kuş kanadıyla, iyi haber koltuk deynekliyle ulaşırmış ya, onun gibi bir şey...
Selamla, sağlıcakla...