KUR'AN'DAKİ İSLAM HUKUKU VE TALİBAN ŞERİATI
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla “Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır.” (Bakara Suresi 256. Ayet) Fikir ve inanç hürriyeti Kur’ân’ın sunduğu en temel insanî haklardandır. Kur’an, bireye inanç ve fikir hürriyeti alanında bir sınırlama getirmemiştir. Kamusal alan hukuku ihlal edilmediği sürece birey istediği hayatı yaşayabilir ve istediği fikri savunabilir. Alkol alabilir, fuhuş organizasyonu yapmadığı sürece gayri meşru bir hayat yaşayarak zina edebilir, ateist veya deist olabilir, namaz kılmaz, oruç tutmaz, başörtüsü takmaz, kadınlar istediği kıyafeti giyebilir… Silahlı örgüt kurup bozgunculuk çıkarmadığı ve insan öldürmeyi hedeflemediği sürece sosyalist fikirlerini savunabilir. İslâmî hukuk; sadece kamusal menfaatin açık ihlali hâlinde hakları sınırlar veya yasaklar. Faiz geliri almak için banka açamazsınız. Kadın satmak kastıyla genelev çalıştıramazsınız. Kumar oynatamazsınız. Kur’an, siyaset topuzunu değil, “Nur Topuzunu” esas alır. Vahyin hedefi; insanların fikir dünyaları, kalpleridir. İran, Suudi Arabistan ve Taliban örneklerinde de görüleceği gibi, bireye ve topluma ifade hürriyeti vermezseniz dildeki küfür kalbe inerek kendini gizler ve bireyi münafıklığa itersiniz. Afgan halkı neden Taliban’dan kaçıyor? Bunun tek nedeni var: Kur’an’la çelişen hadis ve mezhep hükümleridir. İslâm’ı tek kaynağı Kur’an’dır. Hadisler uydurmadır ve mezhep içtihatları da tamamıyla Kur’an’a muhaliftir. “Onlara ’zor ve baskı’ kullanacak değilsin.” (Gâşiye Suresi 22. Ayet) |