ÜSLUB-U BEYAN…Maskeli yüzler sarmış çepeçevre etrafımızı Çeşidi belirsiz figürler arasında Yaşıyoruz, yaşamasına da… Kim şer, kim makbul Kim hangi hesabın peşinde Kim kime muhtaç Kim kimin derdine derman... Bilmeden İbresi bozuk kantarın darası yok Yılda bir defa dahi Doğru zamanı göstermekten aciz Arızalı saatler zamanındayız Dahası... Dostluk arkadaşlık, sevgi ve muhabbet yerine Kötülük kusmaktan bitap düşen Marifeti kapıdan dışarı kalemler, Beyhude kirletilen kâğıtlar Ve bir hiç uğruna ziyan edilen Ormanlar diyarındayız Doğrular katledilmiş Sağa baksam yalan, Soldaki en püsküllüsü Aman ne de kıvrak Ve göz alıcı ritimler eşliğinde Herkes kaygan zeminde En gözde hünerlerini sergiler Kimi hacıyatmazdan mahir İzleyen dünyadan bi’haber Hal ve gidişten belli ki... Kalmamış kimsenin, insan Ve insanlığa dair ülküsü Ki… Bunlara her nazar ettiğimde Dilimde, övgülerin!! En süslüsü Bir an ak diyor kara dediğine Sonra karaya ak Topla çıkar, elde var ayaz Torba değil ki büzesin ağzını Ya da bantlayasın çapraz Hani var ya… Ağzı olan konuşuyor faslında Sahi, bu insanların derdi ne ki? Böyle serseri mayın misali Ne yana koşmaktalar aslında? Her ne yaşıyorsa bir kul Mutlaka kendi dediğinden Veya yaptığındandır sebep Ya düşmekte kazdığı çukura Ya da attığı taşlar düşüyor Bir gün kendi yoluna Söze bak, öp de koy başına Üslub-u beyan aynıyla insandır Yani… Testinin içinde her ne var ise Elbette o dökülüyor dışına 05.3.2020 |
Kendi adıma, gölgesine dahi ulaşmam olası değil.
Beni bile serbeste imrendiren bir eser.
Gönlünün ırmakları her daim çağlasın ağabeyim.
Tek kelimeyle nefisti...
Tebrikler, sonsuz saygılar kardeşinden.