öyle pencerelerden gece vakti yollara...öyle bakma
hüznün en koyu ağıtını çalıyor rüzgar kanatıyor up-uzun ıstırapları yağmur yağıyor acı acı … tenden ciğerlere değiyor soğuk evlerin avlusunda ağlayan kadınların yüreğine iniyor toprağın kokusu kaç kez yuvarlanıyor boşluğa karanlık pencerelerden seslerin uğultusu ayrılık saatlerinin saplandığı göğüslerde vakit akşamdır artık ağıttır … bir annenin yağmalanmış sinesi şubattır soğuktur
gözyaşı damlası gibi usulca akıp giden en kabuslu rüyalarda kanadı kırık bir güvercin kanat vuruyor gecenin göklerine ışığı sönük ay bir aynadır, boydan boya çatlamış yere düşmüş kırk parçaya bölünmüş her parçası leyladan nar-ı hazandır kadim bir kederin şavkı vuruyor alınlara bakışlar soluyor gözlerde nefes nefes hücre hücre
her feryadın elemi söyleniyor ağır aksak bir kerbela beyti gibi mahzun ve hüzünlü kan revan kelimeler, keşkeler alıp götürüyor leylaları
öyle bakma … öyle pencerelerden gece vakti yollara dolunaysız gecelerde yalnızlığın kaç bucak olduğuna bir gölge gibi süzülüp duvar diplerine köşe başlarına beklediğin kim hayır sen bir ömür beklemeyi seçtin… bir avuç nur senin çaresiz bir aşığın her parıltın dağları paramparça eder durur kayalar, taşlar zerreye dönüşür can olursun ,uğruna can verirsin senin gibi …
şimdi dua yüklü rüyalar uğurlanmakta geceye yüreğinden düşen her yağmur damlasıyla savaşlarda, televizyonlarda, gazete sütunlarında kitap satırlarında herkes gibi boynu bükük unutulmuş coğrafyaların kadınları gibi ağlıyorsun yalnız suskun
öyle ... tırmandığın şahikalarda soğukla kavgalı hadsiz yalnızlığında anaforlarına takılıp döner öfkelerin sığındığın karanlıkların uğuldayan dik yamaçlarında ıssız yerlerde titrediğin gecelerde…
usulca adı silinmiş hatıralardan bir çiğ damlası kadar yorgun her nefes nereye varacağını düşünmeden her gün vuruluyor ölmek kolay sanırsın nereden bilebilirsin sen ölmeden kolay olduğunu sevmeyi bilmeden başkasını sevmeyi nereden bilebilirsin
yerde gizli gökte kilitli inandıkların açamazsın yüreğindeki mührü diyeti mümtaz bir zifiri karanlık zifiri karanlıkta nereye gideceğini bilmez bir halde aydınlanmak aydınlatmak için ışık arar bir ateş görür içinde artık sığınacak emin bir limanı saklanacak bir mağarası uyuyacak bir dizi ağlayacak bir omzu var
doğru yerde tüm dünyaya karşı durmayı göze almış anası yok ana olur babası yok baba olur Allah için atan kocaman bir yürek olur an be an yüzünde bir ilahi seda yayılır fezaya sesler ağıt olur
dinler gök, yıldız, ay, yer, taş, ırmak bilcümle mahlukat vecde gelir şehadetini haykırarak seccadeye düşer La ilahe illallah sessiz… suskun
sus pasif bir susma olmasın susuşun kim ne söylerse söylesin sen sus sadece konuşmanın ne kadar boş olduğunu anlat konuşsan da dinlemeyecekler
sus… sen susarsan senin yerine konuşacak var kadın olmak kolay değil keşke ölseydim de unutulup gitseydim dercesine gecenin ortasında açılan yol gibi sessiz…
ne hacet konuşmaya… sözün sahibi konuşmuş lakin kucağında konuşan… kulaklar duymaz gözler görmez olsun öfkenin örtüsü kalın bir gece gibi sarmış dört bir yanı hıçkırıklar gibi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
öyle pencerelerden gece vakti yollara...öyle bakma şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
öyle pencerelerden gece vakti yollara...öyle bakma şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hüznün en koyu ağıtını çalıyor rüzgar kanatıyor up-uzun ıstırapları yağmur yağıyor acı acı … tenden ciğerlere değiyor soğuk evlerin avlusunda ağlayan kadınların yüreğine iniyor toprağın kokusu kaç kez yuvarlanıyor boşluğa karanlık pencerelerden seslerin uğultusu ayrılık saatlerinin saplandığı göğüslerde vakit akşamdır artık ağıttır … bir annenin yağmalanmış sinesi şubattır soğuktur
Hüzün veren duygularla muhteşem güzellikte yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Bu müstesnâ eser GÜNÜMÜN ŞİİRİ'DİR. En içten selam ve saygılarımla. Allah'a emanet olun.
Saygıdeğer şair dostum, Bugün site uzun süre arıza verdi, ne girebildim ne yorum yapabildim, ne puan verebildim ne de cevap yazabildim, bir süre ayrı kalıp sitenin aşırı yoğunluğunu azaltmayı düşünüyorum. Şu anda da yorumlara cevap yazılamıyor. Yani 404 NOT FOUND ya da OOOPS!😂
ne hacet konuşmaya… sözün sahibi konuşmuş lakin kucağında konuşan… kulaklar duymaz gözler görmez olsun öfkenin örtüsü kalın bir gece gibi sarmış dört bir yanı hıçkırıklar gibi
yerde gizli gökte kilitli inandıkların açamazsın yüreğindeki mührü diyeti mümtaz bir zifiri karanlık zifiri karanlıkta nereye gideceğini bilmez bir halde aydınlanmak aydınlatmak için ışık arar bir ateş görür içinde artık sığınacak emin bir limanı saklanacak bir mağarası uyuyacak bir dizi ağlayacak bir omzu var..
Gönlünüze sağlık üstadım Yine harika bir şiir okudum. Saygılarımla
kanatıyor up-uzun ıstırapları
yağmur yağıyor acı acı …
tenden ciğerlere değiyor soğuk
evlerin avlusunda ağlayan kadınların yüreğine iniyor toprağın kokusu
kaç kez yuvarlanıyor boşluğa karanlık pencerelerden seslerin uğultusu
ayrılık saatlerinin saplandığı göğüslerde vakit akşamdır artık
ağıttır …
bir annenin yağmalanmış sinesi
şubattır
soğuktur
Hüzün veren duygularla muhteşem güzellikte yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Bu müstesnâ eser GÜNÜMÜN ŞİİRİ'DİR.
En içten selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olun.
Saygıdeğer şair dostum,
Bugün site uzun süre arıza verdi, ne girebildim ne yorum yapabildim, ne puan verebildim ne de cevap yazabildim, bir süre ayrı kalıp sitenin aşırı yoğunluğunu azaltmayı düşünüyorum.
Şu anda da yorumlara cevap yazılamıyor.
Yani
404 NOT FOUND
ya da
OOOPS!😂