Ağrıyantıka basa sensizlikten yani fırtınadan kaçarken düşüyorum gözlerinde büyüttüğüm ağaçlara çarpa çarpa siyah bir masal kaplıyor yüzünü kanayana kırılana boğulana kadar okuyorum dudağındaki ayazı küle dönen dilimle çemberinden geçiriyor göğsün yıldızları boynun lavanta bahçesine salıncak nefesin uçurum ve büyük bir sahneye açılıyor avuçların meydan okuyor, harabem oluyor yuttuğum sözleri dizlerime yazıyorum artık başlangıçtan öncesine gitmek istiyor ayaklarım bir adım bile atamıyor ayaklarım ne olur al bu ağrıyı benden çünkü suçum değil ! |
İyi olan şeylerin değerini çok da farkına varamıyor toplumlar. Keşke iyilik kazanabilseydi! Ve keşke savaş yerine huzur olsaydı! Keşkeler o kadar çok ki anlat anlat bitmiyor.
Keşke demediğimiz anlarda şiir,roman:resim,müzik gibi hepimizi bir araya toplayan güzellikler karşımıza çıkıyoy
Tıpkı şiiriniz gibi. İyi ki şiir var ve kendimizi bu kadar eşsiz ifade edebiliyoruz.
Yürekten kutlarım. Saygılarımla...