İnfaz ediledn hayat
Ben çizgiydim, sense yıllarım,
her damlamanda yüzüme, ardından bakakaldım Sustum, sustukça damladın içime, konuşamadım, konuşamadıkça damladın yüreğime Tırnak izlerimle parçaladım anılarımı, kan damladı anlatamadıklarıma, anlatamadıkça ağladım Kan aktı gözlerimden kelimelerime, kelimeler akmadıkça sana, çizgilere vurdum gönlümü Yağmur oldum denize yağdım, ben yağdıkça oltaya takıldın, bir balıkçıl aldı seni benden Mavi mavi ardından bakakaldım Karanlığın yıldızında aradım seni, çiçeğin arısında, güneş güldükçe çiçeğe, günün her doğumunu kıskandım İstanbul, gönlümün yitiklerinin izi, bensiz mi doğuyorsun bir ayrılık vakti? Giderken bir sen bırakmıştın beni. Hâlâ alaycı bir gülümseme mi var yüzünde? seni terk ettiğim zamanki gibi... Her sokağının iliğine işlemiş adımlarım, adımlarımı attıkça her ayrılığa, karanlığa bürünüyorum. İnsanlara bakıyorum yaşadığımın farkında olmayan soğuk duvar ifadeleri... Bir kedi geçiyor, ağzında hayattan kaptığı bir damla, adımlıyor, yalnızlığım gibi daracık sokaklarını Soğuk içine işlemiş, yüreğinin attığı yere akıyor benim gibi. Ne çok yaralarım akmıştı sokaklarına, basmıştı geçenler farkında bile olmadan İnsan yarasıydı oysa,bir sen şahittin sevdiğime Gidiyorum İstanbul, yüreğimi sana bırakıp kırıklıklarımı alıyorum yanıma bir. Rüzgar gibi esiyorum,doğduğum yerlere doğru, Onu sana bırakıyorum,yüreğimle birlikte. Nasıl da bir bütün olmuştuk, sen, ben, o, bir de hayallerim. Ana gibi sıcak,baba gibi kocamandın benim için. Sen toprak, o tohum oldu yüreğimde gizli gizli sevdalandım, büyüdünüz ikiniz de içimde. Her sokağın, her köşe başın sırdaşım oldu Nasıl da kapatırdın karanlığınla, akıttığım gözyaşlarımı İnsanın sevdiğinin olduğu yer, her yer olur derler ya Sen de benim için her yer oldun Hep yanlış sevdalarım oldu. Belki de aşk değildi aradığım. Hiç görmediğim babam, başımı okşamayan anam, bir yuva özlemi Geç kalınmışlıklara kavuşma çırpınışları. Gemiler terk etmişti oysa kaderimi, sevinçler alabora, sancaklar kırık Hep kavuşulmayacak sevdalara aktım, yanıldım. bir olta attı hayat. İçinde anısı bile olmayan, yalnızlık adacığına düştüm o günden beri karanlığım. Aydınlık bir batış günü solacak içinde Kuruyacaksın Bakacaksın zamanın dökülen güllerinden maziye Yeniden yeşermek ümidiyle çırpınacaksın Akacaksın, akacaksın geri dönmeyesiye Yaşanmamış çıkmaz sokaklara çıkacak ırmakların Hep beklenen sevgiliyi arayacaksın Kırılmış hayatın aynalarından sızacak yüzler Her bir sevdayı damlatacak kefenine Boğulacaksın dans edemediğin şarkılarda Akacak notalar toprak olarak birer birer içine Sevdanla ilk dansı ölümde edeceksin Sonbahar yaprakları çalacak müziğini Her aşk biraz da acı imiş ne bırakabilecek kadar çok, ne sevecek kadar az, ne kendin oluyorsun ne de o. Bir labirent içinde dönüp duruyorsun. Omuzunda yaşadığının ötesinde yük ne yağmur olup çoğalıyor ne buhar olup uçuyorsun.. Mum yanıyor Zaman yanıyor Yüzümde hüzün çizgileri Yıllar kaçıyor Sevdam ardından gidiyor Gönül sokaklarda deli divane Gördüğü her yüzde Gecikmiş bir mektupta Yitirilmiş bir anıda Yıkılmış bir harabenin enkazında Mum yanıyor, aşkın yanıyordu Aşk alevinin hüzünle dansı başlıyordu İçimde bir kıvılcım, dört yanım sevda duvarı Gözlerinin gözlerime değdiğinden beri Gözlerin gözlerime değdi Yüreğimde tanıdım Özlediğim histi sevdan Soğuk gökyüzünün kalbime sıcacık dokunuşu Yıldızları taktın kabime Beni benden alıp götürdün benden öteye Senden öte bir sen bıraktın içime Nedir bu sızı, aşktan öte,senden geride Sen gibiydim ben, ben gibiydin sen bir sevdanın bölünmüş iki yarısı Gözyaşlarımdan girdin içime sessizce Geceler boyu içime damladın Deniz olup boğdun beni hasretinle Çatısız ıslak çocukluğumun kaybolmuşluğu, bir İstanbul sokağında aşkta buldu kendini Oysa çoktan infaz etmişti hayat beni |
Faili belli bu cinayetin
Katilim oldu gözlerin
...
Yüreğinize sağlık..