KİM BUNLAR
Bir acayip zümre ki; akıl ermez, sır ermez;
Her türlü melaneti üretip eden bunlar; Zeytin yağı misali su dibini hiç görmez; Yediği herzeleri atıp da giden bunlar. Servetleri ulaşmış dengesine Karun’un; Elleri yağda, balda çocuk ile torunun; Cevabını alamaz kimse hiçbir sorunun; Adalete sol çekip, üstüne çöken bunlar. Öyle huysuz, arsız ki, bildiğin gibi değil; Şerlerinden geri dur; diz çök, önünde eğil; Onlar ile birlikte lütfa olursun nail; Ayni bacaya girip, kirlenen beden bunlar. Nefsine esir olmuş, kimseyi dinlemezler; Haklıya rıza edip, “haklısınız” demezler; Millet ile oturup iki lokma yemezler; İblis ile halleşip, birlikte gülen bunlar. Unutmayın sakın ha, bu toprağın altı var; Haram lokma yiyenin kabirleri olur dar; Orda azap çok çetin, sürer mahşere kadar; Ahreti düşünmeyip, devranı süren bunlar. Mahşerde mizan olur, çekerler seni Dara; Cehennem’de gidersin çok kötü bir diyara; Fayda etmez orada ne mal, ne mülk, ne para; Mor ateşin içinde yanarak dönen bunlar. Osman Bölükbaşı Dara |