***********************
Soluksuz kalmıştım sessizliğine
Sızlar iliklerime kadar tüm hücrelerim
Yeniden dirilirdim... bir duysaydım sesini.
Ey lisanı aşk soluyan sol yanım
Sol yanımda yeniden atar mı canan ?
Yetiş bana ; kalma akşam karası zaman.
***
Yağmurlu ikindilere soluyor sevda şarkın
Eski bir zamana kayıyor gönlümle adın
Duvarda çivilenmiş bir halı, halıda şahmeran
Elin değmiş şu iğneli nota ; nedir ki ?
Baktığımda, soğuyor tüm bedenim buz kesiği
’Gidiyorum bir bilinmez diyara ’ diyorsun
Ama , ’hoşçakal ’ demeden ...
Geri dön , kalbimi koy avuçlarıma
Onlarıda alıp bırakma beni yarına.
***
Avuçlarına bırakmıştım bütün ömrümü
Ay kara bulutlara sarıldı, gittin diye.
Gün yitirdi gülüşünü güneş’le birlikte
Denizler dolusu ağıtlarım,gök yüzünü sarar
Mevsim hangi makama bağlıyor sensizliğimi ...
Yoksa hazan mı dökülüyor mısra mısra
Gözlerimdeki sokaklara...
***
Biliyorsun ;
Kaç zamandır nice acılar yığıldı haneme
Hepsi kordan ateş, ateşten de beter.
Ama bil ki; sevdiğim
Senin yokluğun gibi, cehenneme atmadı.
Ayrılık ;
Ne cehennemin ateşiydi, ne de tutuşan adsız bir eman
Öksüzmüyüm sensiz , yetimmiyim gözlerinsiz
Bilsen...bil/sen ... sızlıyor tüm bedenim sensiz.
***
Ah ! ayrılığın yaman bir türküdür dudaklarımda
Yokluğun matem,yok oluşlar içinde silüetim
Hangi rengine bürünüyor
Sensizliğimin sabahlarında
Tan vaktinin değişen yüzü.
Hangi rengine bürünüyor gök yüzü
Güneşsiz bir günün doğuşuyla
Uykusuz sabahlarda gözlerim
Nedensiz acılara takılır...
***

Günay Koçak 15.2.2022