Döküm
Döküm
şimdi söküm zamanı ekmediğim çalılıkların dikenlerini gülüme takılan yün kırıntıları çerçiler zerdaliyi başa baş tartmıyor merkep sırtında sıska yollar bağ kokusu meyveler bir de kaçakçılar sınırda şehirlerde dükkanlarda daha güzel sergilenir dilimin diline dönmediği zamanlar gitmiştim uzaylı mıydım, uzaya mı gitmiştim göz ve el işaretiyle çocuk sevecenliğime insanları sevdim sevgi bir gülümsemeden öte mi büyüklerin bakışında tereddüt sonra çok diller öğrendim kendi dilim koynumda kokulu mendil sevgiliden kalma saklanan gül yaprağı kuruyup kaldı mektep zamanları zaman zaman koklayıp öptüğüm iyi ki dengbejler var aşkın çok hallerini gördüm kendim hallice hallenip ve bilgelerle sohbetlerim biz bize cesur aşinada korkak keskin kalem öze sır yüz karası şu koca dünya avuç içi bilge çağda terazisi kendine mil mıh nah nıh ıh bir atmış boyum atmış kilom dünyadan ağır geliyorum oysa dünya boşlukta değil mi ne çok binmişsiniz üstüne rüzgar gülü hafifliğinde hafifliğinize aydım... Coşkûnî |
sevginin de tezahürü iken umuda dair.
bir duygu bir szöcük ve bir selam bir çift kelam ve de
sevgiden geçerken yolumuz inanmaktan da vazgeçmeyeceğiz
sonsuz selam saygımla hocam