HEP SEVDİM HEP SEVDİM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Yaslı yüreğimin utangaç itirafı: “Sizi sevmekte ölüyorum”(Alıntı) Bir düşün sevgili, bir düşün Orta yolu tutturamadığım kadar bir düş’ ün İzafi yansımasıdır uçuşan bunca kelebek Bozguna uğradığım asla değil bir martaval. Kök hücresinden şiirin: Derlediğim hayatlar saklı küfemde Beti benzi atmış tüm düşlerin Sayıyorum birden ileri Bazen dönüyorum başa Başa tutturulmuş bir not gibi Yaslandığım dağın güncesi. Önceme muhalif Asılı kaldığım kaderin çıkmaz da sesi Seslendiğimse muadili öncemin Bir çocuk bir ergen Sevdiğimden fazlası Arşınladığım yolun geri dönüşü. Sağırdım zamanın birinde Ağırdan aldığım hayat çınlarken kulağımın dibinde Savsakladığım mutluluk Beyaz atlı prensi bekleyen olmadım ben Çünkü hayatın prensi de prensesi de bendim ezelden: Beklediğim kendim Uçuşan perdelerin arkasına gizlendiğim Gizimde saklıydı elem Sonrama ömür biçtim Dikiş tutturamadığım hayatın nüvesi bildim sevgiyi. Dualarım aralıksız Bazen çığlıklar attığım pervasız Pervazı mı gönlün? Hep sevdim hep sevdim İri buğday taneleri gibiydim: Dolgun sezilerim ve başım dik Mizacımda sırnaşık hükümler Emir eri idim evrenin Emrettiğim elbet beynim ve kendim. Dişimi kamaştıran bir acı Gözümü kırpıştırdığım ihtişamı Gök kubbenin. Elimden tutan kaderim ve annem Elemine edemediğim kadar sarsıcı bir sır Serlerimi dertop eden kimsesizliğin imgesi Bir buluta öykündüm hep Bir de umuda Ufukta saklıydım içimde kalan nice ukde nasıl da densiz. Rabbime sadık ve sevdalı Sevecen yüreğimle terk edemediğim bir beden Aşkın uyruğu hüzün Hüznün yansıması şiir Şiirin sızlandığı asla değil gönül yarası Yarıladığım ömür ne ki büyümediğim aşikâr Gözümde büyüttüğüm insanlar kadar Sevemedim en çok kendimi Kıyısından köşesinden nasiplendiğim fıtrat Seferisi duyguların Firarisi şiirlerin Fedaisi de aşkın Nemalandığım gün ve gece Nasipse en çok seveceğim yine ben kendimi. Israrla arakladığım sözcükler iç cebimden Kat izimle yaşadım ve sevdim ben Yürekten dökülense mürekkep İzini sürdüğüm bir evren bir de meleklerimle sırdaş Aşka dönük yüzüm Rabbimle hasbıhal ettiğim aralıksız Beni bana sevdiren sadece iman gücü İdraki zor olsa da gülümsemenin hörgücü. Dikenlerim ve ben: açamadığım bahçeler İçimde şakıyan bülbül Rozeti ruhun bandığım sevgi ve umut Kambersiz iken acılarım Katladığım hayatın satır aralarında yaşarım ben. İzafi değildir sözcükler İnancın günbegün büyüdüğü Asla isyan etmediğim Sabrı katık eylediğim Aydınlık yüzü göğün Bakıp da evrene gördüğüm en sevecen mizaç İçimde yankılanan o dev sarkaç Meğerse benmişim bana uzak Benmişim yine bana tuzak. Ne bencil ne tek tüfek Aşkla erdiğim bir makam Mealim bazen; yağan sağanağın Kördüğüm ettiği içimdeki döngü Akan yaşlarımın tesellisi Tecelli eden her yeni günün ve her umudun Israrlı sesi kaybetmeden kendimi Kaybolmaksa mükerrer Tevekkül yüklü kıblem ve mührümü bastığım Bitimsiz aşkın sırrına vakıf olduğum kadar Sonunda kavuştum Rabbime ve kendime. |